Dil ve Konuşma Terapisinde Erken Müdahalenin Önemi

Dil ve Konuşma Terapisinde Erken Müdahalenin Önemi

Dil ve konuşma terapisi genelde konuşma ve/veya dil bozukluklarına sahip çocuklar için kullanılan terapidir.

 

Erken Müdahale Nedir?

Erken müdahale handikap yaratacak gelişimsel bir risk veya gelişimini etkileyecek özel ihtiyacı bulunan okul çağında ya da daha küçük çocuklara uygulanan müdahale programıdır. Erken müdahale çocuğun kendisine ve ailesine, gelişimi geciktirecek etkileri olabildiğince azaltmak adına verilen bir takım koşul ve önerilerden oluşmaktadır. Erken müdahale etkiyi ortadan kaldıracak veya etkinin ortaya çıkmasını önleyecek şekilde olabilir.

Erken müdahale yalnızca çocuğa odaklanabileceği gibi hem çocuğa hem de aileye odaklanabilir. Bu program klinik-merkezli, ev-merkezli, hastane-merkezli veya bunların farklı kombinasyonları şeklinde düzenlenebilir. Hizmet yelpazesi tanılamadan- hastane veya okulda fark edilip yönlendirilmeyi içerir- teşhis konulması ve doğrudan müdahaleye kadar geniş bir alanı kapsar. Erken müdahale doğumdan okul çağına kadar herhangi bir zaman diliminde uygulanabilir- ancak birçok farklı nedenden dolayı ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuçlar doğuracaktır.

 

Neden Erken Müdahale Ediliyor?

Özel çocuklara erken müdahale edilmesinin üç ana nedeni bulunmaktadır. Bunlar;

  • Çocuğun gelişimini desteklemek
  • Aileye destek ve yardım sağlamak
  • Hem ailenin hem de çocuğun topluma en yüksek düzeyde fayda üretmesini sağlamak

Çocuk gelişimi üzerine araştırmalar çocukların en hızlı öğrendikleri dönemin okul öncesi dönem olduğunu ortaya koymuştur. Çocuğun hızlı öğrenme döneminin sınırlı olduğu da göz önüne alınırsa müdahale zamanı ayrıca bir önem kazanmaktadır. Eğer çocuğun en öğretilebilir zamanları ya da hazırlanabilir dönemlerinden tam verim alınamazsa, çocuğun ileride belirli yeti ve becerileri kazanması oldukça güçleşebilmektedir. Karnes ve Lee (1987) çalışmalarında “Çocuk, yalnızca erken tanı ve uygun programlama ile potansiyeline uygun gelişebilir,” cümlesiyle bu konudan bahsetmişlerdir.

Aynı zamanda erken müdahale özel çocuğun ebeveynleri ve kardeşleri üzerinde de çok önemli etkiler yaratmaktadır. Özel çocukların aileleri sıklıkla hayal kırıklığı, sosyal soyutlanma, artmış stres, hüsran ve çaresizlik hissetmektedirler. Özel bir çocukları olmasının verdiği katlanmış stres ailenin bütünlüğünü ve/veya iyiliğini etkileyip, dolayısıyla çocuğun gelişimini de etkilemesi olasıdır. Engelli çocuğa sahip ebeveynlerin boşanma ve intihar teşebbüslerinde artış görülmekle birlikte, engelli çocukların normal gelişim gösteren çocuklara kıyasla daha fazla istismara maruz kaldığı görülmüştür. Erken müdahale sonucunda ebeveynlerin kendileri ve çocukları hakkındaki düşünceleri ve davranışlarında gelişme, gelişmiş öğretim ve eğitim teknikleri edinme ve kendilerine boş zaman yaratabilme konusunda daha güçlü becerilere sahip olduğu gözlenmiştir. Aynı zamanda erken müdahale eğitimi alan özel çocuk ailelerinin çocuğun ihtiyaç duyduğu desteği ve bakımı daha iyi verebildikleri görülmüştür.

Erken müdahalenin üçüncü kazanımı ise topluma en üst düzeyde fayda sağlamasıdır. Çocuğun artmış gelişimsel ve eğitimsel kazanımları ve sosyal enstitülere olan ihtiyacının azalması; ailenin özel çocuk ile ortak yaşam becerisindeki artış ve belki de çocuğun istihdam edilebilme imkânındaki artış; bunların her biri ekonomik olarak da topluma fayda sağlamaktadır.

 

Erken Müdahale Gerçekten İşe Yaramakta Mıdır?

50 yıllık araştırmalar sonucunda elde edilen hem nicel (veri-tabanlı), hem de nitel (ebeveynlerin ve öğretmenlerin geri-dönüt raporları) kanıtlar erken müdahalenin çocuğun gelişimsel ve eğitimsel becerilerini arttırdığını, ailenin işlevselliğini arttırdığını ve uzun vadede topluma kazanımlar sağladığını göstermektedir. Erken müdahalenin çocuk hakkındaki sonuçları; (a) Hayatının kalanında daha az özel eğitim ve yeterlilik hizmetine ihtiyaç duymaktadırlar, (b) Eğitim hayatlarında sınıfta daha az geri planda kalırlar; bazı durumlarda, müdahaleden yıllar sonra normal gelişim gösteren sınıf arkadaşlarından farkları kalmayabilir.

Engelli çocuklar da erken müdahaleden fayda sağlamaktadır. Ypsilanti Perry Okul-öncesi Projesine katılan engelli çocukların gelişimleri 19 yaşlarına kadar uzunlamasına incelenmiştir. Bu çocukların programa katılmayan çocuklara kıyasla okula odaklanmaları, lise mezuniyeti ve ardından ikinci bir programa yerleşmeleri ve işe alınma oranları daha yüksektir. Okuma, aritmetik ve dil sınavlarında daha yüksek puanlar almışlardır; yaklaşık %50 oranında lisenin sonuna kadar özel eğitim ihtiyaçlarında azalma gözlenmiş; okul dışında da pek az anti-sosyal davranış sergilemişlerdir. Karnes, engelli ve özel durum olan çocuklarda başarısızlığın erken müdahale ile engellenebileceğini öne sürmüştür.

 

Dil Bozuklukları Nelerdir?

Dil bozuklukları, kelimeleri anlama veya fikirleri iletmek için kelimeleri bir araya getirme sorunlarını ifade etmektedir. Dil bozuklukları alıcı veya ifade edici olabilir:

Alıcı dil bozuklukları: Dili anlama veya işlemleme ile ilgili problemlerdir.
İfade edici dil bozuklukları: Kelimeleri bir araya getirme, sınırlı kelime dağarcığına sahip olma veya dili sosyal olarak uygun bir şekilde kullanamama ile ilgili problemlerdir.
Bilişsel-iletişim bozuklukları: Hafıza, dikkat, algı, organizasyon, düzenleme ve problem çözmeyi içeren iletişim becerileri problemleridir.

 

Konuşma Bozuklukları Nelerdir?

Konuşma bozuklukları, seslerin çıkarılmasındaki problemleri ifade etmektedir. Konuşma bozuklukları şunları içermektedir:

Artikülasyon bozuklukları: Bunlar, hecelerdeki sesleri çıkarma problemleri veya kelimeleri dinleyicilerin ne söylendiğini anlayamayacak kadar yanlış söylenmesi ile ilgili problemlerdir.
Akıcılık bozuklukları: Bunlar, konuşma akışındaki olağandışı durmaları, kısmi kelime tekrarlarını (“b-b-bal”) veya uzayan sesler ve heceler (sssssilgi) ile kesintiye uğradığı kekemelik sorunlarını içermektedir.
Rezonans veya ses bozuklukları: Bunlar, dinleyicileri söylenenden uzaklaştıran ses perdesi, seviyesi veya kalitesi ile ilgili problemlerdir. Bu tür bozukluklar çocuk konuştuğu sırada ağrı veya rahatsızlığa da neden olabilmektedir

 

Beslenme Bozuklukları Nelerdir?

Disfaji / ağızdan beslenme bozuklukları, bir kişinin yeme veya içme biçiminde bulunan bozukluklardır. Çiğneme ve yutma, öksürme, öğürme ve yiyecekleri kabul etmeme ile ilgili sorunları içermektedir.

 

Dil ve Konuşma Terapisini Kimler Verir?

Dil ve konuşma terapistleri (DKT’ler), insan iletişimi, gelişimi ve bozuklukları konusunda eğitim almaktadırlar. DKT’ler konuşma, dil, bilişsel iletişim ve oral/beslenme/yutma becerilerini değerlendirirler. Bu, bir problemi ve onu en iyi şekilde tedavi etmenin yolunu belirlemelerine olanak tanır.

 

Dil ve Konuşma Terapistleri Ne Yapar?

  • Dil müdahalesi aktiviteleri
  • Artikülasyon terapisi
  • Oral-motor beslenme ve yutma terapisi
  • Neden Bazı Çocuklar Dil ve Konuşma Terapisine İhtiyaç Duyar?
  • Çocuklar birçok nedenden dolayı dil ve konuşma terapisine ihtiyaç duyabilmektedir. Örnek olarak:
  • İşitme bozuklukları
  • Bilişsel (entelektüel, düşünme) veya diğer gelişimsel gecikmeler
  • Zayıf ağız kasları
  • Kronik ses kısıklığı
  • Yarık dudak veya damak
  • Otizm
  • Motor planlama problemleri
  • Artikülasyon problemleri
  • Akıcılık bozuklukları
  • Respirasyon problemleri (solunum bozuklukları)
  • Beslenme ve yutma bozuklukları
  • Travmatik beyin hasarı

Dil ve konuşma terapisine mümkün olduğunca en kısa sürede başlanmalıdır. Tedaviye erken başlayan çocuklar (5 yaşından önce), daha sonra başlayanlara göre daha iyi sonuçlar alma eğilimindedirler.

Bu, daha büyük yaştaki çocukların terapide başarılı olmayacağı anlamına gelmez. Fakat yine de dil ve konuşma terapisi süresince ilerlemeleri daha yavaş olabilir çünkü değiştirilmesi gereken kalıplar öğrenmişlerdir.

 

Ebeveynler Nasıl Yardımcı Olabilir?

Ebeveynler, bir çocuğun dil veya konuşma terapisindeki ilerleme başarısının anahtarıdır. Programı en kısa sürede ve en uzun süreli sonuçlarla bitiren çocuklar, ebeveynlerinin de terapiye dahil olduğu çocuklardır.

Terapiste neler yapabileceğinizi sorun. Örneğin, çocuğunuza DKT’nin önerdiği ev içi aktiviteleri yapmasında yardım edebilirsiniz. Bu, sürekli ilerlemeyi ve de yeni becerilerin aktarılmasını sağlar.

Bir dil veya konuşma bozukluğunun üstesinden gelmek zaman ve çaba gerektirebilir. Bu yüzden dil ve konuşma terapisi süresince tüm aile üyelerinin sabırlı ve çocuğa karşı anlayışlı olması oldukça önemlidir.

 

Kaynakça

Bu makale Julia K. Hartnett ve Pediatric Speech Therapy kaynak alınarak yazılmıştır.