İki Dilli Bir Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

Erika Cardamone anlatıyor:

Ebeveynlik ‘Nasıl yapılmalıdır?’ kılavuzuyla gelmez. Hepimiz nasıl olması gerektiğiyle ilgili büyük plan ve fikirlere sahibiz, ancak planlarımız her zaman bu kadar mükemmel işlemiyor. Her gün orijinal planlarda yapılan değişiklikler yapmayı ve bunları kabullenmeyi öğreniyorum.

Tıpkı sizin gibi, çocuğuma paylaşmayı, şefkatli ve merhametli olmayı, kararlı olmayı, kibar ve sabırlı olmayı öğretmek istiyorum. Ama işin gerçeği, bu niteliklerin çok azını kendimiz gösterebildiğimiz günlerimiz oluyor. Bu ebeveynlik olayı gerçekten sabır istiyor, değil mi?
Anlaşılan, aslında öğretmediğimiz de çok şey var. Çocuklarımıza ayakta durmayı, yürümeyi veya koşmayı biz öğretmiyoruz. Onlara gülümsemeyi, çiğnemeyi ya da yiyecek tercihlerini geliştirmeyi de öğretmiyoruz. Birde tahmin edin… onlara dili öğretmiyoruz. Dil kazanılıyor. Bebekler dili, dilin süreçlerini duyarlar ve beyinleri zamanla dili anlamaya başlar, sonrasında da konuşmaya geçerler.
İki dillilik trenine atlamadan önce göz önünde bulundurmanız gereken en önemli iki şeyden biri her iki dile ne kadar maruz kalma sağlayabileceğiniz, diğeri ise çocuğun her dilde iletişim kurmaya ihtiyacı olduğudur.
Peki bu ne anlama geliyor?
Elbette, bir çocuğun dil edinmesi için ilk önce o dili duyması gerekir. Ne kadar çok duyarlarsa, o dilin kazanılmasında o kadar iyi olurlar.

Çocuğumu İki Dilli Olarak Nasıl Yetiştirebilirim?

1.Bunu yapmanın doğru ya da yanlış yolu yoktur.

Çocuğun birden fazla dile maruz kaldığı her senaryoyu açıklayan altı ikidillilik modeli vardır. “Bir ebeveyn bir dil” sisteminin en etkili olduğunu duymuş olsanız da, tek yol bu değildir. Ayrıca, özellikle de siz ve eşiniz her iki dili de konuşamıyorsanız, durum karmaşık olabilir. Çocuğunuz bir noktadan sonra bir ebeveynin her iki dili de konuşmasını duymak durumunda kalacaktır.

Buradaki fikir, bir çocuğun dili duyduğu sürece (diller karıştırılsa bile!) dili öğrenebileceğidir. Oldukça basit bir formül… bir çocuk ne kadar çok duyarsa, o dili edinmek o kadar kolay olacaktır.

2.Çocuğunuzun iyi bir dil modeli aldığından emin olun.

Erken yıllarda gerçekleşen en büyük şey beyin gelişimidir. Beyin, hangi dili duyuyor olursa olsun, o dili öğrenmeye hazırdır! Parlak beyinleri sesleri, yapıları ve kelimeleri maruz kalma yoluyla öğreniyorlar. Daha da önemlisi, iyi bir dil modeli, o dili akıcı bir şekilde konuşan insandır.

3.Mükemmel dil beceriniz yoksa, olan birini bulun.

Fransız kolejine girmiş olmanız, çocuğunuzun hatırladığınız birkaç kelime ve cümlede Fransızca öğrenebileceği anlamına gelmez. Unutulmuş, muhtemelen yanlış kullanılmış veya yanlış telaffuz edilmiş Fransızcanız, bebeğinizin beyni için ideal değildir. Öyleyse, gerçekten akıcı bir şekilde dili konuşabilen birini bulun.

Bazı aileler farklı bir dil konuşan bir bakıcı veya dadı tutmayı tercih eder. Alternatif olarak, kendi oyun grubunuzu yaratabilirsiniz (belki çevrenizde iki dilli bir çocuğa sahip olmakla ilgilenen başka ebeveynler de olabilir) veya anadili olan ve çocukları seven birini işe alabilirsiniz. Şarkı söylemek, kitap okumak ve mola zamanında farklı dilde oyun oynamak, bebeği ikinci dile daha fazla maruz bırakmak için harika yollardır.

4.Kullanılacak dile ihtiyaç yaratmak

Bebeğinizi haftada bir kez bir İtalyan müziği sınıfına götürmek, muhtemelen tam bir edinme için hile yapmak olmayacaktır. Bebeğin kelimeleri söylemeye başladığında (yaklaşık 12-14 ay arası), dili kullanmaları için bir ihtiyaç yaratmanız gerektiğini unutmayın. Belki de “sadece İngilizce anlayan” bir oyun arkadaşı ya da “sadece Japonca konuşulan oda” gibi evde belirli alanlar yaparak ihtiyaç yaratabilirsiniz. Belki de günün belirli saatlerini, yemek veya banyo zamanı gibi zamanları bu dili kullanmak için ayırabilirsiniz.

5.Sabırlı olun

Ebeveynlik oldukça zordur, bu süreçte bazen ki diğer çocuklarla birçok karşılaştırma yapılacaktır. Ancak, tek dilli çocuğun dil gelişimini iki dilli bir çocuğun diliyle karşılaştıramayacağınızı unutmayın. Bu elmaları portakallarla karşılaştırmak gibidir. Eşinizle aynı düşüncede olun ve kimin hakkında ne düşündüğünüzü ve ne kadar hemfikir olduğunuzu konuşun. En önemlisi, ne yaparsanız yapın, kendinizi iyi hissetmek zorundasınız. İyi bir gidişatınız varsa, sadece devam edin. Zaten harika bir iş yapıyorsunuz.

Kaynakça: https://getstarling.versame.com/raise-bilingual-child/