İşitme Kayıplı Bireylerde Dil ve Konuşma Terapistinin Rolleri

İşitme Kayıplı Bireylerde Dil ve Konuşma Terapistinin Rolleri

 İşitme kaybı, her yaştan ve ırktan insanı etkiler. DKT’ler için işitme engelli hastalarla çalışmak, kariyerlerinde tatmin edici bir yere sahiptir. Dil ve konuşma terapistleri, işitme engeliyle gelen danışanın yaşam kalitesini iyileştirmek için bireye konuşma terapisi verir. DKT’ler; ses, artikülasyon, akıcılık, rezonans ve diğer faktörlerle ilgili konuşma bozukluklarına yönelik müdahalede bulunurlar. Ayrıca danışanların terapi programını hazırlamak için odyologlarla iş birliği yaparlar.

Dil ve Konuşma Terapistleri İşitme Kaybı Olan Kişilere Nasıl Yardımcı Olur?

 Dil ve Konuşma terapistleri; inme, beyin hasarı ve gelişimsel gecikme gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkan iletişim bozukluklarına sahip bireylerle çalışır. American Speech Language-Hearing Association’a (ASHA) göre dil ve konuşma terapistleri, işitme kaybından etkilenebilecek veya işitme kaybıyla ilişkili olabilecek iletişim bozukluklarını, farklılıkları, gecikmeleri, etkililiği değerlendirebilecek bilgi ve becerilere sahiptir. DKT’nin sorumlulukları ve rolleri, işitme engelli bireylerle çalışırken biraz değişir. Aslında ASHA, işitme engelli bireylerle çalışan DKT’lerin bu popülasyonla ilgili özel eğitim ve öğretime sahip olması gerektiğini belirtmektedir.

ASHA’ya göre DKT’nin işitme engelli bireylere yönelik görevleri:

  • İşitme kaybının iletişim gelişimini nasıl etkilediğini anlamak.
  • İletişim becerilerini ve terapiyi değerlendirmek için işitme bozukluğu olan bireylerle çalışın.
  • Uygun iletişim tekniklerini ve stratejilerini belirleyin ve seçin.
  • İşitme engelli bireylere, ailelerine ve bakıcılarına işitsel eğitim, dinleme kontrolleri, konuşma okuma ve daha fazlasını içeren konuşma terapisi hizmetleri sağlayın.
  • Enstrümantasyon bilgili uygulamaları kullanarak iletişim parametrelerini gözlemleyin ve ölçün.
  • Uygun iletişim cihazlarını değerlendirin ve kurun.

 Bir konuşma terapisti ile çalışmak, işitme kaybı olan kişilerin iletişim sorunlarıyla daha etkili bir şekilde nasıl başa çıkacaklarını öğrenmelerine yardımcı olabilir. İşitme bozukluğu olan hastalar; çocuklar, yetişkinler ve yaşlılar dahil olmak üzere çeşitli popülasyonlardan gelmektedir.

DKT’ler İşitme Kaybı Olan Bebeklere ve Çocuklara Nasıl Yardımcı Olur?

 Bebekler, küçük çocuklar ve kalıcı işitme kaybı olan çocuklar, dil ve konuşma hizmetlerinden yararlanabilir. Amy McConkey Robbins, MS, CCC-SLP “Bebekler ve Küçük Çocuklardaki İşitme Kaybında DKT’nin rolleri” başlıklı raporunda, işitme kaybı olan çocuklar ve aileleriyle çalışan DKT’lerin rollerini ve sorumluluklarını tartışıyor. Aşağıda bu popülasyondaki işitme bozukluğu hastalarıyla çalışan DKT’lerin sahip olması gereken klinik özellikler açıklanmıştır.

Ebeveynlerin işitme cihazlarını veya koklear implantları kullanmalarına yardımcı olun: İşitme cihazları ve koklear implantlar; bebeklerin, küçük çocukların ve çocukların sese erişmesine yardımcı olur. Bu, çocukların beyin gelişimi hala devam ettiği için önemlidir. Bir odyolog, cihazı takıp işitme kaybını gözlemlese de dil ve konuşma terapisti, ebeveynlere cihazları çıkarsa yerleştirmelerine yardımcı olur ve ailelerin cihazları tam zamanlı olarak kullanmalarına yardımcı olur.

 Çocuğun yaşına uygun konuşma terapisi materyallerini seçin: Bebekler, küçük çocuklar ve çocuklar farklı türde konuşma terapisi materyallerinden faydalanacaktır. Birçok DKT rollerinden biri, bebekleri ve çocukları teşvik etmek için en iyi oyuncakları, materyalleri kullanmaktır. Çocuk materyallere ilgi duyuyorsa ve onlarla etkileşimde bulunmaktan hoşlanıyorsa, konuşma terapisi daha etkili olacaktır.

 Ailelere iletişim seçenekleri konusunda danışmanlık yapın: Her çocuk ve aile farklıdır. Konuşma terapistlerinin; bir çocuğun sahip olduğu işitme cihazları veya koklear implantlar, çocuğun tedavi planının ne olduğu ve koklear implant cerrahisini içerebilecek çocuğun geleceğine dayalı iletişim önerilerini tartışmaya hazır olmaları gerekir. Konuşma terapistlerinin aile için neyin işe yaradığına karşı duyarlı olmaları ve İşaret Dilinin kullanımı gibi iletişim seçenekleri için tavsiyelerde bulunmaları gerekir. Hastalara ve ailelerine karşı empati ve duyarlılık, DKT’nin önemli sorumluluklarındandır.

Esnek terapi seçenekleri sunun: Çocuklar, küçük çocuklar ve bebeklerin terapi odasındaki enerji ve odak türlerinin tahmin edilmesi çok zordur. Konuşma terapistleri, her seansta çocuğa nasıl yaklaşacakları konusunda esnek olmalıdır. Ayrıca, seanslara yeni endişeler ve sorularla gelen ebeveynlere destekleyici danışman olmaları gerekir. Bu tür bir esnekliğe sahip olmak, hastaların uzun vadeli ilerlemesine yardımcı olabilir.

 Bebekler, küçük çocuklar ve çocuklar için erken müdahale, bu popülasyonların yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde iletişim başarısı elde etmelerine yardımcı olmada etkili olabilir. Konuşma terapistleri, ailelerin, çocuktaki işitme kaybıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için hem terapi hem de danışmanlık sağlar ve günlük zorluklarla başa çıkmak için konuşma terapisi uygular.

DKT’ler ve Erken Çocukluk Sonrasında İşitme Kaybı Olan Hastalar

 ASHA, erken çocukluk döneminden sonra, gürültü ve yaşlanmanın yetişkinlerde işitme kaybının başlıca nedenleri olduğunu bildirmektedir. Aslında, ASHA, Kuzey Amerika Dünya Sağlık Örgütü alt bölgesinde, yetişkinlerde başlayan işitme bozukluklarının %9’unun büyük olasılıkla mesleki gürültüden kaynaklandığını belirtiyor. Örneğin, şantiyelerde veya konserlerde uzun süre yüksek seslere maruz kalmak işitme kaybına neden olabilir. Bu tür işitme bozuklukları iletişim bozukluklarına yol açabilir.

ASHA tarafından belirtilen, erken çocukluktan sonra meydana gelen işitme kaybının diğer bazı nedenleri şunlardır:

  • Kulak kanalı enfeksiyonu
  • Yüzücü kulağı (otitis externa)
  • İyi huylu tümörler
  • Genetik bozukluklar
  • Kemoterapide kullanılanlar gibi ototoksisite ilaçları
  • Kafa travması veya travma
  • Bakteriyel enfeksiyonlar
  • Vasküler eksiklikler

 İşitme ve İletişim Merkezi’ne göre konuşma terapisi; işitme kaybı olan yetişkinlerin sosyal ilişkilerini, özgüvenlerini ve zihinsel sağlıklarını iyileştirmelerine ve yüksek bağımsızlık ve özgüven sağlamalarına yardımcı olabilir. İşitme kaybı olan genç ve yetişkin hastaların konuşma terapisi sırasında konuşma terapistleri, ses üretimini ve artikülasyonu geliştirmeye yönelik terapiye odaklanabilir.

Yaşlılarda İşitme Kaybı ve Dil ve Konuşma Terapisi

  İşitme kaybı yaşlı popülasyonunda yaygındır. Ulusal Sağırlık ve Diğer İletişim Bozuklukları Enstitüsü’ne (NIDCD) göre, 65 ile 74 yaş arasındaki her üç kişiden birinde işitme kaybı var. NIDCD ayrıca 75 yaşından büyük bireylerin neredeyse yarısının işitme güçlüğü çektiğini bildirmektedir. National Library of Medicine tarafından yayınlanan bir araştırma, ses değişikliklerinin neredeyse her zaman 60 yaşından sonra olduğunu gösteriyor. Yaşlanma; iletişimin kalitesini, sesin perdesini ve yoğunluğunu etkileyebilir.

 Yaşlılıkta ki işitme kaybı; arkadaşlar, aile ve doktorlarla iletişim kurmayı zorlaştırır. Sosyal ilişkilerini, özgüveni ve hatta güvenliklerini etkileyebilir. DKT’ler, bireylere bu yüklerin bazılarını hafifletecek stratejiler konusunda yardımcı olur. Dil ve konuşma terapistleri; konuşmayı geliştirme, konuşma ve dudak okuma ve işitme cihazı eğitimi yoluyla yaşlı hastaların iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

İşitme Kaybı Olan Hastaların Dil ve Konuşma Değerlendirmesi

 Dil ve konuşma terapistlerinin, işitme bozukluğu olan hastalara yardımcı olmak için kapsamlı işitme taramalarını nasıl yapacaklarını ve odyometrik verileri nasıl yorumlayacaklarını bilmeleri gerekir. Bazen, uygulama kapsamına girdiğinde, DKT rolleri, odyolojik prosedürleri yorumlamayı veya uygulamayı içerecektir. Bununla birlikte, bir konuşma terapisti tıbbi durumları veya işitme bozukluklarını teşhis etmez; bu odyologun rolüdür.

Bir değerlendirme sırasında, etkili dil ve konuşma terapisi hazırlamak için risk faktörlerini belirlemek veya sonuçları yorumlamak konuşma terapistinin rolüdür. Dil ve konuşma terapistinin şunları yapması gerekir:

  • İletişim ve yutma bozukluklarını teşhis etmek.
  • Hastanın veya ebeveynlerinin işitme cihazlarını kullanma hedeflerini ve isteklerini belirlemek.
  • Hastanın günlük ortamlarını (akustik, sınıf arkadaşları, etkinlikler vb.) ve bunların müdahaleleri nasıl etkileyeceğini analiz etmek.
  • Hastaların ihtiyaçlarını karşılayan raporlar ve terapi planı hazırlamak.

İşitme Kaybı Olan Hastaların Dil ve Konuşma Terapisi

 İşitme bozukluğu olan hastalarda terapinin amacı; konuşma, iletişim, dinleme ve dil becerilerini geliştirmektir. Konuşma terapistlerinin müdahalede kullanabileceği çeşitli konuşma terapisi teknikleri vardır. Nationwide Children’s Hospital tarafından belirtilen bazı konuşma terapisi türleri şunları içerir:

Dinleme ve konuşma dili terapisi: Hastaların konuşma becerilerini geliştirebilmeleri adına dinleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için kullanılan “işitsel-sözel terapi” olarak da bilinen bir terapi.

İşitsel-sözel veya işitsel temelli konuşma terapisi: İzleyerek dil öğrenmek için dudak okuma ve görsel ipuçlarını öğretir.

Bütüncül iletişim ve konuşma terapisi: Görsel ipuçları, işaret dili ve sözlü girdi kullanılarak sözlü ve işaret iletişiminin bir kombinasyonunu içeren terapi.

 Konuşma terapistleri, bireysel terapi planları oluşturmak için hastaların akıcılığını, konuşma üretimini, dilini, bilişini, sesini, rezonansını ve yaşam tarzını değerlendirir. İşitme cihazlarının veya koklear implantların kullanımı da terapiyi etkileyecektir.

Dil ve Konuşma Terapistleri ve Odyologlar Birlikte Nasıl Çalışırlar?

 Odyologlar ve dil ve konuşma terapistlerinin farklı rolleri vardır, ancak genellikle hastanın tedavisi adına iş birliği yaparlar. Bir odyolog, işitme bozukluğunu teşhis etmeye ve ses ve yardımcı dinleme cihazlarının kullanımına odaklanır. Bir konuşma terapisti, iletişimi geliştirmek için işitsel-bilişsel eğitimin uygulanmasına odaklanır. Odyolog ve konuşma terapisti birlikte bireye danışmanlık sağlayacak, danışanın beklentilerini belirleyecek, iletişim stratejilerini belirleyecek ve danışanın savunucusu olacaktır.

Odyologların ve konuşma terapistlerinin iş birliği yapabileceği alanlar şunları içerir:

  • İşitme ile ilgili hedeflerin belirlenmesi.
  • Kapsamlı bir terapi planının geliştirilmesi.
  • Kaynak ve bilgi paylaşımı.
  • Beklentilerin yönetilmesi.
  • Cihaz ve yardımcı desteklerin sağlanması.
  • İletişim danışmanlığı ve işitsel eğitim sağlanması.
  • Hastanın ilerlemesini takip etmek ve terapi veya işitme cihazlarında ayarlamalar yapmak.

 Dil ve konuşma terapistleri ve odyologlar, işitme bozukluğu olan hastalarının iletişim başarısını ve işitmeyle ilgili yaşam kalitesini iyileştirmelerine yardımcı olmak için birlikte çalışır. İletişim hedeflerini anlamak, zorlukları belirlemek, eylem planları geliştirmek ve bu planları eyleme geçirmek için stratejiler oluşturmak için hastalar ve aileleriyle birlikte çalışacaklardır. Odyologlar ve dil ve konuşma terapistleri arasındaki iş birliği, hastaların iletişimi geliştirmesine yardımcı olmada yaygın ve etkili bir yöntemdir.

Dil ve Konuşma Terapistleri İşitme Kaybı Olan Hastaların Yaşam Kalitesini Artırabilir

  İşitsel yetenekler doğrudan iletişim becerilerini etkiler. Konuşma terapistleri, hastaları yaşam tarzlarına ve hedeflerine uygun bireyselleştirilmiş planlarla değerlendirebilir ve tedavi edebilir. İşitme kaybından sonra insanların iletişimi yeniden kazanmalarına yardımcı olmakla ilgilenenler için, Çalışma İstatistikleri Bürosu, 2018’den 2028’e kadar dil ve konuşma terapistlerinin istihdamında %27’lik bir artış bildirdiğinden, bol fırsatlar olmalıdır. Bu, ülkede ki ortalama tüm mesleklerin büyüme oranından çok daha hızlıdır, yani %5.

Diğer makalelerimize göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Makalenin orijinalini buradan bulabilirsiniz.