Nesneleri Keşfetmek Çocukların Dili Öğrenmesine Yardımcı Olur

Nesneleri Keşfetmek Çocukların Dili Öğrenmesine Yardımcı Olur

Hanen Sertifikalı SLP ve Klinik Personel Yazarı Lauren Lowry tarafından yazılmıştır.

Çocukların ilk sözcükleri genellikle günlük yaşamları boyunca görebildikleri ve dokunabildikleri nesnelerin adlarıdır. Çocukların nesnelerin adlarını öğrenmeden önce, nesneler hakkında her şeyi keşfederek öğrenmeleri gerekir. Bu süreç 4 aylıkken başlar ve 6-9 aylıkken çoğu bebek aktif olarak çevrelerindeki birçok nesneyi keşfeder. Çocuklar nesnelere bakarak, onları tutarak ve elleri ve ağızları ile keşfederek birçok şeyi keşfederler, örneğin:

Nesnelerin farklı özellikleri vardır (boyutları, dokuları, şekilleri, ses çıkartıp çıkarmadıkları vb.)

Bazı nesneler benzerdir ve aynı kategoriye aittir (örneğin, yediğimiz her şey yiyecektir, yuvarlanan şeyler genellikle toptur, tekerlekli şeyler taşıttır)

Nesnelerle farklı eylemler gerçekleştirebilirsiniz (örneğin oyuncak arabalar itilebilir, toplar yuvarlanabilir, çıngıraklar sallanabilir)

Nesne keşfinin dil gelişimi ile ne ilgisi var?

Bebeklerin nesneleri elleriyle keşfetme miktarı, daha sonraki jest ve sesleri kullanmalarıyla ilişkilidir. Araştırma, çocukların nesneleri keşfetme biçimleri ile dil gelişimleri arasında bazı ilginç bağlantıları ortaya çıkarmıştır:

  • Beynin aynı bölgeleri hem dil hem de motor (hareket) görevlerinde yer alır.
  • Bebeklerin nesneleri elleriyle keşfetme miktarı, daha sonraki 12 aylıkken jest ve sesleri kullanmalarıyla ilgilidir.
  • Bebeklerin nesneleri ağızlarıyla keşfetme miktarı, 12 aylıkken sözcükleri daha sonra anlamalarıyla ilişkilidir.
  • Ebeveynler, bebekler nesnelere bakarken ve onları tutarken diğer zamanlarda olduğundan daha sık nesneleri adlandırma eğilimindedir.

Bebeklerin ilk sözlerinin çoğu, erişebildikleri, tutabildikleri ve hareket ettirebildikleri nesnelerin adlarıdır.

Nesneleri erken keşfetmenin daha sonraki iletişim becerileriyle bağlantılı olması mantıklıdır. Çocuklar bir nesneye dikkat edip onu aktif olarak keşfettiklerinde ve ardından bakıcıları o anda nesnenin adını söylediğinde, çocuklar doğru girdiyi tam olarak doğru zamanda alırlar. Bu anlarda nesneleri adlandırmak, kelime öğrenimi için en iyi fırsatı yaratır. It Takes Two to Talk rehber kitabında buna “söylediklerinizi o anda olanlarla eşleştirmek” diyoruz.

Söylediklerinizi o anda olanlarla eşleştirin.

Söylediklerinizi tam o anda çocuğunuzun ilgi duyduğu şeylerle eşleştirmeniz, çocuğunuzun ilgi alanları ile onları tanımlayan kelimeler arasında bağlantı kurmasına yardımcı olur. Çocuğunuz bir nesneyi veya oyuncağı keşfettiğinde, size adını söyleme ve çocuğunuzun öğeyle ne yaptığı hakkında konuşma fırsatı verir. Bunu yapmanıza yardımcı olacak bazı ipuçları:

Çocuğunuzu yakından gözlemleyin. – Çocuğunuzun neye dokunduğuna, baktığına veya ağzına baktığına dikkat edin. Bu eylemler, çocuğunuzun ilgi alanları hakkında size ipuçları verecek ve ne hakkında konuşacağınızı bilmenizi sağlayacaktır.

Çocuğunuzun çeşitli nesneleri tanıması için fırsat yaratın. – Çocuğunuzu farklı özelliklere sahip nesnelere maruz bırakarak nesnelere olan ilgisini artırabilirsiniz. Çocuğunuz bir çıngırağın çıkardığı sesi, bir oyuncak arabanın tekerleklerinin nasıl döndüğünü veya yumuşak bir battaniyenin yumuşak dokusunu merak ediyor olabilir. Çocuğunuz ne kadar çok nesneye ilgi gösterirse, o nesneler hakkında o kadar çok konuşma fırsatınız olur.

Zamanlama her şeydir! – Bir çocuğun bir nesnenin adını veya nesneyle ilgili bir kelimeyi öğrenmesi için en iyi zaman, o nesneye baktığı ve onu keşfettiği zamandır. Nesneye isim verirseniz veya o anda çocuğunuzun onunla ne yaptığı hakkında konuşursanız, çocuğunuzun kelimeyi nesne veya eylemle ilişkilendirmesi daha olasıdır. Örneğin, “Bang Bang!” derseniz. Çocuğunuz bir davula bakıp davula vururken, onun hareketiyle “bang” kelimesini birleştirmesi daha olasıdır.

4 S’yi kullanın. – 4 S, çocuğunuzun onları fark etmesi için yeni kelimeleri öne çıkarmanıza yardımcı olur:

  • Çocuğunuz dil öğreniminin başlangıç ​​aşamalarındaysa, daha az deyin, daha kısa (ancak gramer bilgisine uygun) cümlelerle konuşmak anlamına gelir. 

Örneğin, çocuğunuz bir top tutuyorsa, “Dün mağazadan aldığımız topla oynuyorsun” yerine “Top sende!” diyebilirsiniz. 

  • Önemli kelimeleri sesinizle vurgulayın (örneğin, “top sende”, “top” kelimesini biraz abartarak).
  • Yavaş Git, çok hızlı konuşmamak anlamına gelir.
  • Çocuğunuza, adını söylerken nesneyi işaret ederek (örneğin, “top” kelimesini söylerken topu işaret ederek) kelimenin ne anlama geldiğini gösterin.

Ve sık sık tekrarlamayı unutmayın! Çocuğunuzun kelimeleri anlamadan önce birçok kez duyması ve zamanla onları söylemeyi öğrenmesi gerekir.

Söylediklerinizi çocuğunuzun o anda keşfettiği şeylerle eşleştirerek birçok dil öğrenme fırsatı yaratacak ve çocuğunuzun kelime dağarcığını geliştirmesine yardımcı olacaksınız.

Diğer makalelerimize göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bu yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

REFERANSLAR

1. Koterba, E. A., Leezenbaum, N. B., & Iveron, J. M. (2014). Object exploration at 6 and 9 months in infants with and without risk for autism. Autism, 18(2), 97-105.
2. Zuccarini, M., Guarini, A., Iverson, J. M., Benassi, E., Savini, S., Alessandroni, R., Faldella, G., & Sansavini, A. (2018). Does early object exploration support gesture and language development in extremely preterm infants and full-term infants? Journal of Communication Disorders, 76, 91-100.
3. West, K. L. & Iverson, J. M. (2017). Language learning is hands-on: Exploring links between infants’ object manipulation and verbal input. Cognitive Development, 43, 190-200.
4. Nelson, K. (1973). Structure and strategy in learning to talk. Monographs of the Society for Research in Child Development, 1-135.
5. Weitzman, E. (2017). It Takes Two to Talk – A Practical Guide for Parents of Children with Language Delays, 5th ed. Hanen Early Language Program: Toronto, Ontario.