Dil Gelişimi için Çocuklarınızla Diyalog Kurun

Dil Gelişimi için Çocuklarınızla Diyalog Kurun

Son araştırmalar çocukların beyin gelişiminde diyalogların önemi hakkında önemli gelişmeler kaydettiler. Ailelerin çocuklarına bir şeyler söylemesi yeterli değil. Onlarla diyalog kurmak ve basit şeyler hakkında da konuşmak çocuklarda dil gelişimini destekliyor.

Araştırma sonuçlarına göre pek çok şey hakkında daha fazla konuşan ebeveynlerin çocuklarının beyinlerinin dil ile ilgili kısımlarının daha aktif olduğunu gösteriyor.

4-6 yaş çocuklarının basit hikayeler dinlerken çekilen ön-beyin görüntüleri sonuçlarına göre; dil bölgeleri daha aktif olan çocukların dil ile daha derin ve yakın bir bağ kurabildiği belirtiliyor.

Daha eğitimli ve ekonomik düzeyi yüksek olan ailelerin çocukları ilk 3 yıllarında diğer ailelere göre 30 milyon daha fazla kelime duyuyor.

1995’te edinilen bu veri çocuklar arasında okul başarı farklılıklarının da açıklıyor olabilir. Günümüzde, araştırmacılar daha fazla konuşmanın çocuğun beynini değiştireceğinden bahsediyor. Bu sadece çocukların duyduğu kelime sayısıyla alakalı da değil. Önemli olan konuşmanın interaktif ve diyalog şeklinde olması. Geçmişte yapılan çalışmalarına aksine bu iletişim ailenin gelirine ya da eğitimine dayanmıyor. Yani, daha az eğitimli ve daha az gelirli ailelerin çocukları dil gelişimi açısından diğer çocuklara göre daha geridedir tezini de çürütmüş oluyor.

Doğumdan itibaren dikkat edilmesi gereken, zengin bir sözel çevredir. Bu çevre de ileriki yaşlarda, gelişmiş dil ve bilişsel özellikleri destekleyecektir.

Dr. Marily Augustyn’a göre gelişen teknoloji beyin taramalarını ve kayıt sistemlerini iyileştirdiği için şu anda 20 yıl önce yapılan araştırmalardan daha iyi durumdayız.  Bu çalışmanın devrimsel olan kısmı da hem diyaloglara hem de beyin aktivasyonlarına bakıyor olmasıdır diyor Dr. Augustyn.

Bu çalışma 2 önemli mesaj içeriyor. İlk olarak, çocuklarımızla doğumdan itibaren konuşmamız gerekiyor ve doğum öncesi konuşmanın da önemini vurguluyor. İkinci olarak da konuşmanın ilişkisel olması gerektiğini, diyaloglarla desteklenmesi gerektiğini savunuyor.  Çocuklara ses kaydını açıp yüzlerce kelime dinletebiliriz ama hiçbiri diyalog şeklinde olan konuşma kadar anlamlı olmayacaktır.

Bu araştırmanın bir ileriki aşaması da çocuklarla erken yaştan itibaren genel konular hakkında konuşma üzerine olacak. Tabiki de 2 yaşındaki bir çocuğun felsefe hakkında konuşmasını beklemiyoruz fakat çocuğun gelişimsel kapasitesine göre onlarla konuşmak oldukça önemli.

Çalışmanın sonuçlarına göre aileler ve çocuklar arasında1 saat içerisinde geçen diyalogların sayısı 90 ve 400 arasında değişiyor.

Stres altında olan ve çok çalışan ailelerde konuşma ve diyaloglar için pek zaman bulunamayabilir. Fakat doğru yönlendirme ve destekle iletişim güçlendirilip çocuklar için yararlı hale getirilebilir.

Pasif olarak izlenen ekranlar hiçbir zaman gerçek iletişimin yerini tutamayacak. Gelişen teknoloji ve robot devrimi acaba akıllı robotlar ebeveynler kadar başarılı olacak mı sorusunu gündeme getiriyor. Bazı araştırmalar, çocukların söylediklerine tepki ve cevap veren aletlerin de yararlı olabileceğini gösteriyor.

Buna karşı Dr. Augustyn yapay zekaya daha eleştirel bakıyor. Çocuklar teknolojiye daha da bağımlı hale gelebilir hatta yapay zekalarla bir çeşit ilişki de geliştirebilirler diyor. Teknoloji en iyi çözüm de olmayabilir.

  • Carey Goldberg-çeviridir.
  • http://www.wbur.org/commonhealth/2018/02/14/mit-brain-study