İletişimin Bilinmeyen Kuralları: Pragmatik

İletişimin Bilinmeyen Kuralları: Pragmatik

Çocuklar büyüdükçe ve dilleri geliştikçe sözcüklerden daha fazlasını öğrenirler. Çevresindeki dünyayı ve farklı bağlamlarda farklı insanlarla nasıl sosyalleşeceklerini, konuşmalarına ve sosyal ortamlarına bağlı olarak davranışlarını nasıl düzenleyeceklerini öğrenirler. Bu eylemleri içeren iletişim kurallarına pragmatik denir ve çocuğun gelişimine ve kültürüne bağlı olarak değişir. Kreşlerdeki iletişim kuralları sınıftan çok farklı olur. Aynı şekilde, Japonya ve Fransa’daki okul öncesi çocukların kendilerine göre farklı sosyal iletişim beklentileri olabilir.  Tüm çocukların kendi hızlarında gelişebileceklerini hatırlamamız gerekir ve bu sosyal becerilerin gelişimi hem sosyal hem de akademik başarı için önemlidir.

Pragmatiğin İletişimdeki Rolü

Gözlerimiz bizim hakkımızda çok şeyi açıklığa kavuşturabilir ve göz temasını sosyal olarak kullanmamız iletişim için çok önemlidir. Karşı tarafla ilgilendiğimizi, dikkatimizin dağıldığını, gerçek mi yoksa yalan mı söylediğimizi ve birine bir şeye ne kadar güvendiğimizi açıklayabilirler. Bu nedenle, çocukların başkalarıyla daha iyi ilişki kurmaları için uygun göz teması yoluyla iletişimsel bir yetkinlik geliştirmeleri önemlidir. Çocuklar doğumdan itibaren pragmatik becerileri öğrenmeye başlarlar ve yaşam boyu bu becerileri geliştirmeye devam ederler. İlk yıl içinde, genellikle gelişmekte olan çocuklar, göz teması, vokal dönütler, yüz ifadeleri ve tanıma gibi eylemlerle sosyal iletişime girer. Çocuklar geliştikçe çevrelerinden bir şeyler öğrenmeye devam ederler ve pragmatik kuralları ve sosyal ipuçlarını anlamaya başlarlar. Otizmli çocukların kurduğu göz temasları sosyal olarak kabul edilemez düzeyde azdır. Bu da bazen göz temaslarının ilgi eksikliğine yol açtığı gibi olarak yanlış yorumlanmalara yol açabilir; Genellikle, sosyal bağlamda göz teması gibi beceriler otizmliler için zordur.

Pragmatik ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Nörogelişimsel bozukluğu olan çocukların ek olarak bir dizi gelişimsel bozuklukla karşılaşabileceğini ve her çocuğun aynı profile sahip olmayacağını bilmemiz gerekiyor. Çocuğunuzun yaşının gerektirdiği ölçütlere uymadığından endişe ediyorsanız, çocuk doktorunuza danışabilirsiniz. Çocuğunuza sosyal iletişim yetersizliği teşhisi konulursa, dil ve konuşma terapisi müdahale planlarının önemli bir parçası olabilir. Dil ve konuşma terapistleri yalnızca konuşma ve dil gelişimi konusunda uzman değil, aynı zamanda hastalarının sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekler. Sınırlı göz teması ve diğer sosyal iletişim zorlukları ile mücadele etmek için terapiye gelen çocuklar, terapist tarafından oluşturulan bir ortamda aynı veya benzer hedeflerde çalışan benzer akranlarıyla etkileşime girebilecekleri grup terapisinden yararlanırlar. Dil ve konuşma terapistleri ayrıca hastalarının duygularını düzenlemelerine ve işlemelerine yardımcı olmak, kaygı ve sosyal iletişim ile ilgili olumsuz düşünceleri azaltmaya yardımcı olmak için de terapiye başvurabilir. Ayrıca, dil ve konuşma terapistleri, Uygulamalı Davranış Analizi (UDA) konusunda eğitilmiş diğer uzmanlarla işbirliği içinde çalışır. Terapide birçok farklı yaklaşım vardır ve çocuğunuz için hangi yaklaşımın veya yaklaşımların kombinasyonunun doğru olduğunu belirlemek zaman alabilir. Bu nedenle, kendinizi bir ebeveyn olarak eğitmeye devam etmek, hem bilinçli klinik kararları almanıza hem de çocuğunuzun terapisine evde de destek vermek terapi sonucunun daha sağlıklı olmasını sağlayabilir.

Kaynakça:http://www.speechbuddy.com/blog/uncategorized/pragmatics-unspoken-rules-communication/