Kardeşimi Benden Daha Çok Seviyorsun!

Kardeşimi Benden Daha Çok Seviyorsun!

İki veya daha fazla çocuğu olan ebeveynler; şu cümleyi çok sık duyarlar: "Bu hiç adil değil!". Kardeşine ekstra bir hikaye daha okuduğunuz, yaşı daha büyük olan çocuğunuza daha geç saatte uyuyabileceğini söylediğiniz veya çocuklarınızdan birinin bardağına bir parça daha fazla meyve suyu koyduğunuz için bu sözleri  duyabilirsiniz.

Çocuklar kendilerinin ne kadar sevgi gördüğü ve sizin kardeşine ne kadar sevgi gösterdiğiniz konusunda sürekli olarak hesaplamalar yaparlar. Kardeşiyle kendisinin eşit oranda sevilip sevilmediğini değerlendirirler. Ebeveynler kardeş kıskançlığıyla baş etmeyi zor bulabilirler, çünkü her ne kadar çocukları için adil ve tarafsız olmaya çalışsalar da içinde bulundukları durum çocuklarına adil davranmadıklarını ima etmektedir. Her bir çocuğunu memnun etme isteği ebeveynlerin yükünü ağırlaştırmaktadır. Aynı zamanda, çocukları birbirlerine pek sevecen davranmadıklarında da oldukça endişelenirler. Çocuklarının birbirleriyle iyi anlaşmalarını gerçekten çok isterler.

Kardeş kıskançlığının altında yatan sorun; ebeveynlerinin sevgisini paylaşmanın oldukça zor olmasıdır. Her ne kadar çocuğunuz küçük kardeşinin gerçekten mükemmel olduğunu düşünse de veya koltukta birbirlerine sarılarak oturmaktan mutlu olsalar da içten içe en çok sevilenin kendisi olmasını ister.

Sizden çocuklarınızın durumunu anlayabilmeniz için, eşlerinizi başka bir kadın/erkekle paylaşma olasılığını bir düşünmenizi istiyorum. Eşinizin "Üzgünüm, tatlım. Seninle şuanda konuşamam. 2 numaralı karımla/kocamla birlikte televizyon izliyorum" dediğini düşünün ve bunun nasıl bir his olduğuna bakın.

Kardeşiyle anne ve babalarının sevgisini paylaşmak; çocuğun katlanması gereken bir gerçektir ve bazen bu durum kardeşe karşı kıskançlık ve öfke duygularının güçlü bir şekilde artmasına neden olur. Bazen çocuklar için diğer kardeşin bardağına biraz daha fazla konulan meyve suyu diğer kardeşin daha fazla sevildiği anlamına gelmektedir.

Çocuklar kıskandıklarında; öfke krizlerine girebilir, ağlayabilir, dikkat çekmek için olumsuz davranışlarda (örneğin, yemek sırasında masanın üstüne çıkmaya çalışma) bulunabilirler veya kardeşleriyle yumruk yumruğa kavga etmeye başlayabilirler. Eğer çocuklarınız birbirlerine vuruyorsa bir an önce sınır koymalısınız. Çocuklarınıza şunu söyleyebilirsiniz: "Bizim ailemizde kimse kimseye vuramaz. Öfkeli hissetmen çok normal, ama başka birini incitemezsin. Bunun yerine, kelimeleri kullanabilirsin." Eğer hala kavga etmeye devam ediyorlarsa, "Anladığım kadarıyla, birbirinizi idare edemiyorsunuz" deyip her bir çocuğu evin farklı noktalarına gönderebilirsiniz ve sakinleşene kadar yalnız oynamaları gerektiğini belirtebilirsiniz.

Eğer çocuklarınız başka bir odada birbirleriyle tartışıyorlarsa, yanlarına gitmeden önce birkaç dakika sorunu kendi aralarında çözüp çözemeyeceklerine bakmak için bekleyin. Eğer kendi aralarında sorunu çözemezlerse, çocuklarınıza pozitif iletişim becerilerini öğretmek için araya girmeniz gerekir. Çocuklar doğal olarak çatışmalarla nasıl baş edebileceklerini bilemezler. Yanlarına gittiğinizde, tek bir tarafı tutmaktan kaçının. Bazı ebeveynler her zaman bir çocuğunu diğerine göre daha fazla savunur ve bu durum diğer çocuğun daha az sevildiğini hissetmesine sebep olabilir. Bunun yerine, şu şekilde genel bir açıklama yapabilirsiniz: "Bir şeyleri birbirimizin elinden zorla almamalıyız" veya "Sırayla oynamalısınız".

Küçük olan çocuğunuzu problem hakkında konuşması için teşvik edin. Her bir çocuğunuzun kendi açısından hikayenin ne olduğunu anlatmasına izin verin. Her bir çocuğunuzun fikrini onaylayın: "Anladım. Bu neler olduğuyla ilgili senin fikrin". Çocuklarınıza şunu belirtmeniz önemli; her kişi yaşanan durumu farklı şekilde deneyimler, fakat her düşünceye saygı duyulmalıdır.

Kardeşleri fikirlerini ifade etmeleri için ve her birinin birbirleriyle ilgili dileklerini/isteklerini açıklamaları için teşvik edin. Örneğin; şunu söylemeyi çocuklarınıza öğretin: "Sormadan kanalı değiştirdiğin için şuanda çok öfkeliyim". Ne kadar duygularını kelimelerle ifade edebilirlerse, o kadar az duygularını davranışlarıyla (şiddet yoluyla) gösterirler.

Çocuklarınızın yaratıcı bir şekilde problem çözmelerinde yardımcı olun. Örneğin; şöyle söyleyebilirsiniz: "Gördüğüm kadarıyla ikiniz de kendi sevdiğiniz oyunu oynamak istiyorsunuz. Bu durumda sizce ne yapmalıyız?". Çocuklarınıza neler öğrettiğinize bağlı olarak size uygulanabilir çözümlerle gelebilirler. Örneğin, şuna karar vermiş olabilirler: "Haydi, çizelge yapalım. Her bir gün için sırayla, o gün kimin birlikte oynayacağımız oyunu seçeceğini bu çizelge üstünde çizelim.". Bir zamanlayıcı veya çizelge iyi bir planlayıcıdır ve kardeşlerin adil bir şekilde paylaşım yapmaları konusunda kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlar. Bu çözümler, kardeşlerin, kimin ilk olarak başlayacağı veya annenin yanına oturacağı gibi basit konuları barış içerisinde çözmelerine yardımcı olur.

Siz çocuklarınızın duygularını ifade etmelerini ve çözümler konusunda müzakerede bulunmalarını destekledikçe en sonunda sizin durumlara karşı yaklaşımınızı içselleştireceklerdir ve zamanla kendi kendilerine problemleri etkili bir şekilde çözeceklerdir. Sizin devam eden alakanız, sözel olarak çocuğunuzu ne kadar sevdiğinize dair ona güvence vermeniz ve her bir çocuğunuza bireysel olarak vakit ayırmanız; çocuğunuzun eşit bir şekilde sevildiğine dair duygu ve düşüncelerinin artmasına yardımcı olacaktır.

Kaynakça: https://www.psychologytoday.com/us/blog/how-raise-happy-cooperative-child/201812/you-love-my-brother-more-me