Kontrol Hastası mıyız?

Kontrol Hastası mıyız?

Ebeveynlerin problemlerinden biri, çocuklarını fazla kontrol etmeye çalışmaktan kaynaklanmaktadır. Birçok ebeveyne çocuklarını okula gönderirken neler yaşadıkları sorulmuştur. Ebeveynlerden alınan bilgiler oldukça eğlenceli, fakat aynı zamanda da üzücüdür:

  • Anneler; okulda çocukları çok fazla stres olduğu için, çocuklarının yapacakları testleri onlar yerine kendilerinin cevaplama şanslarının olup olmadığını sormaktadırlar.
  • Bir baba çocuğu beyzbolda "başarısız" olduğunda, hakem ile tartışmıştır. Aslında çocuk sallandığı için başarısız olmuştur.
  • Ebeveynler okulda yapılan yumurta toplama yarışmasında çocuklarının kovalarını yumurtalarla doldurabilmek için, diğer çocukları güzergahlarından çıkartmaya çalışmışlardır. Çocuklarının kendileri olmadan herhangi bir şey yapmalarını istememişlerdir.
  • Anne ve babalar, çocukları depresif hissetmesin diye futbol maçının sonucunu söylememişlerdir.

Örnekleri incelediğinizde, her birinin kontrol etme isteğinden kaynaklandığını görebilirsiniz. Birçoğumuz kontrol hastası olabiliriz. Ebeveynlerin dahil olması kötü bir şey değildir, fakat olay ebeveynlerin aşırı müdahalesi haline gelirse, çocuklara iyilikten çok kötülük yapılmış olur.

Ebeveynlerin birçok problemi, kontrol etme isteğinden kaynaklanmaktadır. Tarihteki en çok kontrol etme ihtiyacı hisseden ebeveynleri bu dönemdedir. Sıklıkla okulların düzgün iş yapmadığını, katıldığı futbol takımının antrenörünün çocuğunuza oyun içinde yeterince zaman vermediğini, tiyatro öğretmenlerinin çocuğunuza yeterince replik vermediğini ve durumu kontrol edip harekete geçmeniz gerektiğini düşünebilirsiniz. Şu unutulmamalıdır ki, kontrol bir efsanedir. Her daim her şeyi kontrol edemeyiz. Hayat bizim kontrol edemeyeceğimiz kadar tahmin edilemezdir. Eninde sonunda, çocuğumuzun hayatın iniş çıkışlarıyla baş etmeyi öğrenmeleri için onları yetiştirmek durumundayız.

Bu durum şimdiyle mi, gelecekle mi ilgilidir?

Belki de kontrol etme ihtiyacı, kendimizde yapmamız gereken en büyük değişikliği gerektirmektedir.  Çocuklarınıza güvenmeyi ve kendi yollarını bulmalarına izin vermeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Uyum sağlama ve kontrol etmeme en büyük hedefimiz olmalıdır.

Araştırmalar; zorlu görevleri yapması istenmeyen çocukların, araştırmacıların deyimiyle "uzmanlık gerektiren deneyimler" üzerindeki becerilerini geliştiremeyeceklerini göstermektedir. Bu uzmanlık gerektiren deneyimlerde beceri kazanmış olan çocuklar, daha olumlu ve azimlilerdir; hedeflerini başarma konusunda cesaretlendirilmişlerdir. Becerileri hiçbir zaman değerlendirilmemiş bir çocuk, gelecekte çok daha kırılgan ve depresyon veya kaygı bozukluğuna daha yatkın olur.

Amerika’da yapılan araştırmalara göre, ebeveynlerin çoğu çocuklarının çok az sorumlulukları olduğunu kabul etmiştir. Kendi ebeveynlerimiz veya daha önceki jenerasyonlara göre, çocuklarımızı futbol takımlarında oynama veya piyano resitallerine katılma gibi aktivitelerle oyalıyoruz, fakat işte çalışmak veya ev işlerinde yardımcı olmak gibi gerçek sorumlulukları çocuklarımıza vermiyoruz. Çocuk, piyano resitallerinden veya futbol maçlarına katılarak bazı sorumlulukları öğrenmektedir. Piyano resitalinde şarkıyı yanlış çalmak veya futbol maçında yenilmek, bu sorumlulukları düzgün yerine getirmediği zaman oluşabilecek sonuçlardır. Fakat, gerçek hayatta sorumlulukların yerine getirilmemesi sonucunda sonuç, hem kendimizi hem de başka insanları etkileyebilir ve elde edilen sonuçlar gerçektir. Çocuklarımız büyüdükçe, elde edilen fayda ve sonuçlar da gerçek olmaya başlar.

Eğer çocuklarımızın yapmış olduğu hareketin sonucunu onlara göstermezsek neler olur?

Eğer yetişkinler olarak bizler bu önemli bilgiyi unutursak, çocuklarımız gelecekte şu şekilde olabilir:

  • Sorumsuz bir yetişkin:Yaşamda kendi yaptıklarının sorumluluğunu almaz, her zaman başkalarını suçlarlar.
  • Tembel bir yetişkin:Etik olarak çalışmayabilir ve muhtemelen daha az yaratıcılık becerileri olur.
  • Başkalarına bağımlı bir yetişkin: Kendi kendine yeten biri haline gelemezler, özerk olmaya hazır olamazlar.
  • Duygusal olarak kırılgan bir yetişkin: Sorunlarla baş etme becerileri daha az olur, yeterince esnek olamazlar.

Neler yapılabilir?

Her bir davranış, bir sonraki davranışı doğurur:

  1. Kararlarının uzun dönemli sonuçlarını çocuğunuzla konuşun. Büyük kararlar vermek zorunda kaldıklarında, gelecekte neler olabileceğini ve kararlarının sonucunun nelere sebep olabileceğini görmesini sağlayın.
  2. Kararlarınız sonucunda kendi pişmanlık ve ödüllendirilme hikayelerinizi anlatın. Bunu işe yaramaz olarak düşünseler bile, siz kendi pişmanlık ve ödüllendirilme hikayelerinizi anlatın.
  3. Çocuğunuzun başarılı bir profosyonelle röportaj yapmasını sağlayın. Çocuğunuzun gelecekte yapmak istediği şeyleri yapmış olan ve kararlarını keşfetmesine yardımcı olabilecek bir profosyonel bulmaya çalışın.
  4. Çocuğunuzdan hedefleriyle ilgili bir yazı yazmasını isteyin. Çocuğunuz hedeflerini yazdıktan sonra, bu hedeflere ulaşması için hangi adımları atması gerektiği ile ilgili çocuğunuzla birlikte konuşun.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/artificial-maturity/201309/are-we-control-freaks