Bilinç ve Bilinçdışı

Bilinç ve Bilinçdışı

Sigmund Freud’un psikanalitik kişilik teorisinde bilinç, zihin farkındalığımızın içindeki şeyleri kapsamaktadır. Zihinsel işlemlerimizi rasyonel bir şekilde düşünebileceğimiz ve konuşabileceğimiz yön budur.
 

Bilinçli zihin, mevcut farkındalığımızın içindeki duyguları, algıları, anıları ve hisleri içermektedir. Bilinçli zihinle yakından ilişkili olan, şu an düşünmediğimiz, ancak bilinçli farkındalığa çekebileceğimiz şeyleri içeren alan ise bilinçdışıdır.

 

Bilinçli zihnin farkındalıktan saklamak istediği şeyler bilinçdışı içinde bastırılır. Bu duygu, düşünce, dürtü ve hislerin farkında olmasak da, Freud bilinçdışı zihnin davranışlarımız üzerinde bir etkisi olduğunu savunur. Bilinçdışında olan şeyler, bilinçli zihin tarafından yalnızca gizlenmiş biçimde kullanılabilir. Örneğin, bilinçdışının içeriği rüyalar şeklinde farkındalığa sıçrayabilir. Freud, rüyaların içeriğini analiz ederek insanların bilinçli eylemleri üzerindeki bilinçsiz etkileri keşfedebileceğine inanıyordu.

Bilinçli Zihin Buzdağının Sadece Görünen Kısmını Oluşturmaktadır
Freud, genellikle insan kişiliği ve zihninin iki ana yönünü tanımlamak için buzdağı metaforunu kullanmıştır. Suyun üstünde uzanan buzdağının ucu bilinçli zihni temsil eder. Bilinçli zihin sadece "buzdağının görünen kısmı" dır. Suyun altında ise bilinçdışını temsil eden buzdağının daha büyük bir kütlesi vardır. Freud bilinçdışının, yani farkındalıktan saklanan şeylerin, kişiliklerimiz ve davranışlarımız üzerinde en büyük etkiye sahip olduğuna inanmaktadır.

Bilinç ve Bilinçdışı Farklılıkları
Bilinçli zihin, şu anda farkında olduğunuz ve hakkında düşündüğünüz her şeyi içerir. Biraz kısa süreli hafızaya benzer ve kapasite bakımından sınırlıdır. Kendiniz ve etrafınızdaki dünya hakkındaki farkındalığınız, bilincinizin bir parçasıdır.

Bilinçdışı, zihnin şu anda farkında olamayacağı ama gerektiğinde bilinçli farkındalığa girebilecek şeyleri içerir. Örneğin, şu anda bir bölme işlemini nasıl yapacağınızı düşünmüyorsunuz, ancak bir matematik problemiyle karşılaştığınızda bu bilgiye ve bilinçli farkındalığa erişebilirsiniz.

Bilinçdışı zihin, uzun süreli belleğe benzetilebilir; buradaki hatıralar bilinçli değildir, ancak onları herhangi bir zamanda bilinçli farkındalığa geri alabiliriz. Bu hatıralar anlık farkındalığınızın bir parçası olmasa da, bilinçli çaba ile farkındalığa dönüştürülebilir. Örneğin, dün gece hangi televizyon şovunu izlediğinizi veya bu sabah kahvaltıda ne içtiğinizi hatırlamak istiyorsanız, bu bilgiyi bilinçdışınızdan çekmeniz gerekecektir.

Bilinçdışı ve bilinç arasında ise bilinç öncesi bulunur. Bilinç öncesini anlamanın uygun bir yolu, zihnin bilinçli ve bilinçsiz kısımları arasında bir tür kapı bekçisi olarak hareket ettiği tanımını baz almaktır. Bilinç öncesi, sadece belirli bilgi parçalarının farkındalıktan içeriye girmesine ve bilince varmasına izin verir. Freud’un buzdağı metaforunda, ön-bilinç su yüzeyinin hemen altında bulunmaktadır. Eğer odaklanmak ve görmek için çaba sarf ederseniz, su altındaki buzun bulanık şeklini ve dış çizgisini görebilirsiniz.

Freud bilinçdışının bilinçli farkındalık üzerinde büyük etkileri olduğuna inanır. Bazen, bilinçli yüzeylerden gelen beklenmedik şekillerden, rüyalardan, esprilerden veya dilin kazara kaymaları ile sürçmelerden bilinçdışına dair bilgi ortaya çıkabilir. Bunları aktif olarak düşünmemize rağmen, bilinçdışı ögeler bilinçli eylem ve davranışları etkilemeye devam ederler.

Kaynakça
https://www.verywellmind.com/what-is-the-conscious-mind-2794984