Sosyal Fobi

Sosyal Fobi

Sosyal fobi yaşayan kişi, dikkatleri üzerinde toplayabileceği sosyal ortamlarda kendisini zor durumda bırakacak şekilde davranmaktan ve başkaları tarafından fark edildiğinde gülünç duruma düşmekten korkar ve kaçınır. Titreme, terleme, kızarma gibi bedensel belirtiler yaşayabilir. Çocuk ve ergenlerde, bu durum sözlü derslerden kaçınma, sınıfta parmak kaldırmama, sportif faaliyetlerden kaçınma şeklinde görülebilir. Yabancı biriyle tanışma ve iletişim kurma konusunda zorlukları olabilir. Topluluk içinde yemek ya da içmek istemeyebilirler. Başkalarının önünde yazı yazmak, konuşmak ve göz teması kurmaktan kaçınabilirler. Çocuklarda kaygı; ağlama, bağırıp çağırarak tepinme, donakalma, sıkıca sarılma, sinme ya da toplumsal durumlarda konuşamamayla kendini gösterebilir. Yaşanan bu durumların sosyal kaygı bozukluğu / sosyal fobi tanı ölçütlerini karşılayabilmesi için sosyal kaygı ve kaçınmaların altı aydan daha uzun sürmesi beklenir.

 

Yetişkinlerden farklı olarak çocuklar da iç görü olmadığı için korktukları nesne veya ortamın gerçekten tehlikeli olduğunu düşünürler. Sosyal fobisi olan çocuklarda ailenin yaşam tarzı ona göre organize olabileceğinden kaçınma söz konusu olabilir. Ebeveynin çocuğun sosyal kaygısını azaltmaya yönelik çabalarına çocuklar genelde ani huzursuzluk, mutsuzluk ve ebeveyne yapışma şeklinde tepkiler verebilirler. Bu durum ebeveynde suçluluk duygusuna yol açabilir. Bu çocuklara uygulanan psikoterapiyle terapistin sunduğu psikolojik destek onların gerçek yaşamda fobik durumla baş etmesine katkı sağlar.

 

Çocukluk fobileri ile ilgili herhangi bir müdahale (psikoterapi ve / veya psikiyatrik destek) alınmadığında benzeri sorunların yetişkinlikte de devam edebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle ebeveyn çocuğun korkularını önemsemeli ve gereken önlemleri almalıdır.