Alzheimer Hastalığından Korunmanın Yolu Bağırsaktan Mı Geçiyor?

Alzheimer Hastalığından Korunmanın Yolu Bağırsaktan Mı Geçiyor?

Bağırsak florasında yer alan mikroorganizmaların doğal denge halinde olması hastalıklardan korunma açısından oldukça önemlidir. Bağırsak florasındaki doğal denge antibiyotikler, ilaç kullanımı ve hatalı beslenme düzeni gibi gibi çeşitli faktörlerden olumsuz etkilenerek bozulabilmektedir. Bağırsak florasının önemi ve bağırsak florasında doğal dengenin bozulması hakkında daha ayrıntılı bilgiyi diğer yazılarımda bulabilirsiniz. Bu yazımda ise dünya genelinde giderek artan sayıda insanı etkileyen santral sinir sisteminin kompleks bir hastalığı olan Alzheimer hastalığının bağırsak florası ile ilişkisinden bahsedeceğim. Alzheimer hastalığı yavaş başlayan ve zamanla kötüleşen kronik nörodejeneratif bir hastalıktır ve demansın en yaygın formudur. Tüm demansların %60-70’ini oluşturan Alzheimer tipi demanstır. Erken evrelerde en sık görülen semptomlar arasında yavaş gelişen ve giderek kötüleşen bilgileri hatırlamada yaşanan zorluklardır. Hastalık ilerledikçe, kognitif bozukluk daha da derinleşir ve günlük yaşamı olumsuz etkiler.

Bağırsak florası sadece gastrointestinal sistemi etkilemez. Santral sinir sistemi üzerine de etki göstererek Alzheimer hastalığı gibi hastalıklar ile de ilişkili olduğu bilimsel araştırmalarla gösterilmiştir. Bu nedenle de bağırsak ve beyin arasındaki güçlü iletişimden ötürü bağıraklar ‘ikinci beyin’ olarak da tanımlanmaktadır. Bağırsak ve beyin arasındaki bu çift yönlü iletişim insan sağlığı üzerine önemli etkileri bulunmaktadır.

 

Bağırsak florasında yer alan mikroorganizmalar Alzheimer hastalığında önemli rol oynayabilir! Bağırsak mikrobiyotasındaki dengenin bozulmasının Alzheimer gibi bazı hastalıkların ilerlemesine veya hastalık oluşumuna neden olabileceği birçok bilimsel araştırmada gösterilmiştir.

Bağırsak Mikrobiyotası Ve Nörodejenerasyon Arasındaki İlişki Nedir?

Nörodejenerasyon genel olarak nöronları etkileyerek Alzheimer hastalığı gibi birçok hastalığın oluşumunda rol oynar. Nörodejenerasyon ilerledikçe, nöron kaybı da artar ve dolayısıyla kognitif fonksiyon kaybı oluşur. Yaşam süresinin uzaması Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların artmasına yol açmıştır. Bilimsel çalışmalar amiloid beta peptidi ve tau proteinlerinin hastalığın patogenezinde öenmli rol oynayan moleküller olduğunu göstermiştir. Bu moleküller çeşitli mekanizmalarla nörodejenerasyona yol açmaktadır. Alzheimer hastalığında beta amiloid çökeltileri oluşur ve tau proteininin artmış fosforilasyonu görülmektedir. Nöron ve sinaps kaybı hastalığın diğer önemli patolojik bulgularıdır. Ayrıca ApoE4, diğer genetik yatkınlık faktörleri, alfa sinüklein, vasküler faktörler, inflamasyon, oksidatif stres, mitokondriyal disfonksiyon gibi mekanizmalar da patogenezde önemli rol oynamaktadır.

Araştırmalar bağırsak florasının ve kan-beyin bariyerinin geçirgenliğinin artmasının Alzheimer gibi birçok nörodejeratif hastalıkla ilişkisini bildirmiştir. Bağırsak mikrobiyotasında yer alan mikroorganizmalar çok sayıda amiloid sekrete etmekte böylece Alzheimer hastalığının patogenizinde rol oynayan sinyal yolakların modülasyonuna yol açmaktadır. Ayrıca bağırsak mikrobiyotasının normal dengesinin bozulmasının inflamasyona yol açarak Alzheimer hastalığının patogenezinde rol oynayabileceği bilinmektedir.


Alzheimer hastalığının etkin tedavisi ve hastalığın önlenebilmesi için hastalık patofizyolojisinin bilinmesi elzemdir!

Özellikle son yıllarda araştırmacılar bağırsak mikrobiyotasının beyin üzerine olan etkisine fokuslanmıştır. Bilimsel araştırmalar bağırsak mikrobiyotasının normal dengesinin bozulmasının perifer ve santral sinir sistemini modüle ederek Alzheimer hastalığı gibi birçok hastalıkla ilişkisini göstermiştir. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam için bağırsak mikrobiyotasındaki dengenin bozulmaması gerekmektedir. Braak ve arkadaşlarının hipotezine göre Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklar bağırsakta başlamakta ve bağırsak-beyin aksı vasıtasıyla da beyine sıçramaktadır. Bağırsakta meydana gelen inflamasyon, ilerki yaşlarda Alzheimer hastalığı gibi hastalıkların görülme riskini arttırmaktadır. Bunun nedeni ise bağırsakta oluşan inflamasyonun endotoksemi, sistemik inflamasyon ve nöroinflamasyona yol açmasıdır.

Bağırsak sağlığı Alzheimer hastalığı gibi pek çok nörodejeneratif hastalıktan korunmada yada hastalığın etkin olarak tedavi edilmesinde önemli rol oynar. Bu nedenle bağırsak florasının normal denge haline getirilmesi önemlidir. Bağırsak florasındaki dengenin sağlanmasında doğru probiyotik mikroorganizmaların tercih edilmesi ve bağırsak dostu bir beslenme programına uyulması önemlidir. Unutulmaması gereken nokta, herkesin bağırsak mikrobiyotasının tıpkı parmak izi gibi farklı olduğudur. Bu nedenle de yanlış uygulamalardan kaçınılarak bu alanda uzman kişilerden destek alınmalıdır. Bir günde hasta olmuyoruz, yanlış alışkanlar zamanla vücutta çeşitli sorunlara yol açarak kronik hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Yazımı Francis Bacon’un sözüyle bitiriyorum: ‘’ Madem ki alışkanlıklar hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp edip iyi birini edinmeye çalışmalıyız.’’.

 

 

 

Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı
Tuğba Cici