Çocuğunuzun Konuşma Akıcılığını Artırmaya Yardımcı Olabilecek Stratejiler
Ebeveynlerin, kekemeliğe neden olmadıklarını akıldan çıkarmamakta fayda vardır. Anne-babaların, çocukların akıcılık düzeylerini artırmaya yardımcı olabilmek için kullanabilecekleri bazı stratejiler vardır. Çocuğumuz kekelediğinde genelde hemen müdahale edip ortaya çıkmasını engellemeye çalışırız. Ama yapılacak en iyi şey, beklemek, dinlemek ve çocuğunuz için konuşmayı daha kolay hale getirmeye gayret etmektir. Aşağıda işinize yarayabilecek bazı stratejiler listelenmiştir:
Sabırlı Olun. Çocuğunuzu sakin ve sabırlı bir şekilde dinleyin. Çocuğunuza yeterli zaman verin. Mümkünse yüz yüze ve aynı seviyede olmaya gayret edin. Düşüncelerini söylerken yarı yolda sözünü kesmekten kaçının. Sözcüklerini tamamlamayın. Kendisinin konuşma yeteneğine güvendiğimizi bilmesini istiyoruz. “Yavaşla”, “dur ve düşün” ya da “bir daha başla” gibi yönergeler kullanmamaya özen gösterin. Bu tür yönergeler, kekemeliğe karşı tahammülümüz olmadığı hissini uyandırabilir. Sabırlı bir şekilde dinlemek, çocukta söylediği şeylerin biçiminden çok içeriğine önem verildiği duygusunun oluşmasına yardımcı olur. Böylelikle de çocuğunuz güvenli ve mutlu bir şekilde konuşmasını sürdürebilir.
Yavaşlayın. Etraflarındaki insanlar hızlı konuştuklarında çocukların akıcılıkları daha çok bozulur. Çocuklara yavaşlamalarını SÖYLEMEK genelde herhangi bir fayda GETİRMEZ. Ancak biz konuşmamızı yavaşlatırsak, kendilerinin sıkıştırılmadıklarını hissedeceklerinden daha akıcı olmalarına katkı sağlayabiliriz. Yavaş ve rahat bir tonda konuşun. Anormal şekilde yavaşlamayın ama acele etmeyin, konuşurken daha çok es verin. Söylediğiniz her şeyi yazan birisi varmış gibi düşünerek konuşun.
Konuşmadan önce es verin. Çocuğunuz sizinle konuşurken ya da size bir soru sorduğunda cevap vermeden ya da bir şey söylemeden önce 1 saniyelik bir es verin. Böylelikle çocuğunuz daha rahat ve sakin şekilde konuşacaktır. Ayrıca, çocuğunuz söyleyeceklerini toparlarken söze girmenizi de engelleyecektir. Ve çocuğunuza aceleci bir şekilde konuşmaya gerek olmadığı hissini verecektir.
Basit bir dil seviyesiyle konuşun. Çocuğunuzla konuşurken dil seviyenizi basit tutmaya gayret edin. Bebeklerle konuşur gibi yapmayın ama çocuğunuz için söylemesi çok zor olmayacak yapılarla cümle kurun. Konuşmanızın entelektüel kalitesini düşürmenize gerek yok, sadece çocuğunuzun yaşına uygun sözcükler ve fikirler seçmeye gayret edin. Her seferinde bir fikri dile getirecek şekilde ayarlayın kendinizi ve fikirler arası geçişlerde es vermeyi unutmayın.
- Karmaşık: “Mağazada içinde bağırmamalıyız çünkü hem kibar bir davranış değil hem kurallara aykırı, hem de başı ağrıyan diğer müşterileri rahatsız edebiliriz. ”
- Daha basit: “Mağazada bağırmamalıyız” ES “Bağırmak hoş değildir” ES “Birilerinin başı ağrıyor olabilir”
Çocuk için konuşmayı kolay hale getirin. Konuşma çok karmaşık bir süreçtir. Eğer işini kolaylaştırırsanız, çocuğunuzun performansı artabilir. Çocuğunuzun kendisini konuşmak zorunda hissetmemesini sağlamaya çalışın. Hikaye ya da fıkra anlatması için zorlamayın. Soru yağmuruna tutmayın. Bazen soru sormak yerine yorumda bulunmak ve cevap verip vermemeyi çocuğunuza bırakmak baskının azalmasına yardımcı olabilir. Örneğin, “Filmin konusu neydi?” gibi bir soru sormak yerine “Bence filmde bir süper kahraman vardı” gibi bir yorumda bulunmak ve çocuğunuzun cevap verip vermeyeceğini gözlemlemek daha yerinde olacaktır. Elbette, sorular iletişimin normal bir parçasıdır. Ancak, çocuğunuzu “test etmek” amaçlı sorulardan uzak durmanız iyi olur. İlki cevaplanmadan ikinci bir soru sormaktan kaçının. Destekleyici ve cevaplanması kolay sorular sorun. Örneğin, “Okul nasıldı?” yerine “Teneffüste dışarı çıktın mı?” diye sorun. Çocuğunuza cevaplaması için bol miktarda zaman vermeyi ihmal etmeyin. Varsa, konuşma ve dilbilgisindeki hataları düzeltmeyin. Kekemeliği düzeltmeyin ya da cezalandırmayın.
Yukarıdaki tavsiyeleri, diğer aile bireyleri, bakıcılar ve öğretmenlerle de paylaşabilirsiniz. Tüm stratejilerin özeti en son sayfada verilmiştir. En iyi stratejinin
“yavaş ve basit konuşup çocuğa bolca zaman vermek”
olduğunu unutmayın.
Özel Zaman için Zaman Ayırın
Kimsenin yukarıdaki stratejileri her daim uygulaması mümkün değildir. En yüksek verimi elde etmenin yolu, her gün 5 dakika çocuğunuzla bire bir zaman geçirmektir. Televizyonu, telefonları ve bilgisayarı kapatın. Oyunu çocuğunuzun yönlendirmesine izin verip iyi bir oyun arkadaşı olmaya gayret edin. Tıpkı bir başka çocuğun yapacağı gibi seviyenizi çocuğunuzun seviyesinde olacak şekilde ayarlayın. Eğlenin. Aklınızda hiçbir dil, konuşma ya da öğrenme ile ilgili kaygı taşımadan paylaştığınız zamanın tadını çıkarın. Çocuğunuzun iletişimini hiçbir sorun yokmuş gibi kabul edin. Öğretmeye ya da bir şeyleri düzeltmeye kalkmayın. Muhakkak yüz yüze bakın. Bol bol gülümseyin. Örnek etkinlikler: müşteri-satıcı ve garson-müşteri canlandırmaları, oyuncak bebekler ya da aksiyon figürleri ile oynamak, birlikte resim bakmak. Bu özel zaman her gün düzenlenmeli ve hem anne hem de baba değişerek bu etkinliklerde yer almalı. Çocuğunuzun işine en çok neyin yaradığını anlamak açısından birlikte geçirilen bu özel zamanlar paha biçilmezdir.
Her bir özel zaman diliminde yoğunlaşmak üzere yukarıdaki stratejilerden birisini seçebilirsiniz. Örneğin:
- Sabırla dinlemek
- Daha yavaş konuşma için rol model olmak
- Fikirler arasında es vermek—bir seferde bir fikre odaklanmak.
- Birisinin, söylediklerinizi yazdığını düşünmek
- Çocuğunuzun konuşmasına cevap vermeden önce es vermek
- Kısa ve basit cümleler kurmak
- Soru sormak yerine yorum yapmak ve çocuğunuzun tepki vermesini BEKLEMEK
Her bir özel zaman oturumundan sonra stratejiyi kullanmak açısından kolay ve zor olan noktaları, stratejinin çocuğunuzun akıcılığını nasıl etkilediğini ve çocuğunuzun işini kolaylaştırabilmek için neler yapabildiğinizi not edin.
Kekeleyen Çocuğunuza Yardımcı Olabilmek İçin Yapabileceğiniz Başka Şeyler
Aile içerisinde iletişimde sıra alma davranışına dikkat edin. Günlük yaşam içerisinde, ebeveynler, sıra alma davranışını teşvik ederek tüm aile için zaman baskısının azalmasını sağlayabilirler. Bazen, aile fertlerini sözlerini bitirmeleri ya da bir sonraki konuşma sırasının kimde olacağı konularında uyarmak gerekebilir. Örneğin, “Önce Damla’nın sözlerini bitirmesine müsaade edelim, daha sonra da Harun söylesin fikirlerini”. Herkese eşit konuşma süreleri vermeye dikkat etmeli. Kimse iletişim esnasında baskın olmamalı. Çoğu çocuk için, söylediklerinin duyulabilmesi için yarışmak durumunda olmadıkları bağlamlarda konuşmak hayli rahattır.
Gelişimsel baskıları en aza indirgeyin. Çocukların çoğu için, sahip oldukları beceri düzeyini hazır oldukları bir seviyeden daha yukarı çekmekle ilgili baskı hissettiklerinde, kekemeliğin şiddeti artar. Çocuğunuzun hızlı bir gelişim göstermek baskısıyla karşı karşıya olduğunu düşünün. Çocuğunuz, akademik becerilerini zamanından önce geliştirmesi için yönlendiriliyor mu? Başka bir dilde konuşması için bir beklenti var mı? Çocuğunuz yaptığı konuşma sesi hataları ya da dilbilgisi yanlışları gereğinden fazla düzeltiliyor mu? Mümkün olan her noktada, çocuğunuzun üzerinde olan baskıyı azaltmaya gayret edin.
Hayatın temposunu yavaşlatın. Anne babalar, günlük işleri planlarken çocuğun yaptıkları ve yaşadıkları hakkında acele etmeden ve koşturmadan konuşmasına olanak verecek zaman aralıkları ayarlayarak mevcut zaman baskısını azaltabilirler. Elbette aktif ve dolu bir yaşamın çocuklar için faydaları inkâr edilemez ancak kimi çocuklar daha az sayıda etkinliğe katılıp daha az acele etmek durumunda kaldıklarında deneyimlerden daha verimli şekilde yararlanmaktadırlar.
Uyku ve sağlığa dikkat edin. Pek çok ebeveyn, çocuklarının yorgun ya da hasta olduklarında daha çok kekelediklerini belirtmektedir. Uyku ve yeme düzenini sabit ve sağlıklı tutmak için elinizden geleni yapın.
Özgüven arttırın. Çocuğunuzun iyi yaptığı şeylere odaklanın ve olumlu olanları övün. Kesin ifadeler kullanın. Örn: “Çizimlerini çok beğeniyorum. Çok özendiğin belli oluyor” ya da “Oyuncakları nasıl toparlayacağını iyi biliyorsun. Gerçekten çok beceriklisin” veya “Senin hikayelerini seviyorum. Hayal gücün çok etkileyici”. Bu konu ve ebeveynlikle ilgili daha başka konular için şu kitabı okumanızı tavsiye ederiz. “Nasıl Konuşmalı ki Çocuklar Dinlesin ve Nasıl Dinlemeli ki Çocuklar Konuşsun” Faber ve Mazlish.
Tutarlı olun. Davranışlarla ilgili net beklentiler koyun ve sonuçlara karşı tavırlarınız tutarlı olsun. Örneğin, çocuğunuz parkta düşerse, parktan hemen ayrılın ve istisnasız her seferinde aynı şekilde davranın. Tutarlı limitler tüm çocuklar için faydalıdır. Kekeleyen çocuklar da diğer tüm çocuklar gibi aynı olanaklara, sorumluluklara, beklentilere ve davranış sonuçlarına sahip olmalıdır.