Çocuklar Duramıyor: İnternet Bağımlılığı Gerçek mi?
Sürekli internete bağlı olmak, derinlerdeki bağlantınızın kesilmesine sebep olabilir.
Bu bağımlılık mı?
İnternet kullanımına bağımlı olabilmeniz mümkün müdür? Yeni yapılan bir çalışma, bunun kesinlikle gerçekleşebilir olduğunu göstermektedir, ki bu beyni ve davranışları değiştirir ve beyindeki değişimler madde ve kumar bağımlılığındaki beyin değişimlerine benzer şekilde olmaktadır.
Duramayan Çocuklar
Şangay ve Wuhan’da okuyan 14-21 yaşlarındaki çocuklar özel bir grup değildir. Onların internetle fazlaca meşgul olma davranışları birçok kişide de mevcuttur. İnternette git gide daha fazla zaman geçiriyor, bu harcanan zamanı azaltmaya çalışıyor, ama yapamıyorlar. Harcadıkları zamanı azaltmaya çalıştıklarında; tedirgin ve asabi oluyorlar, ve olmaları gerekenden daha fazla internette zaman geçirmeye devam ediyorlar. Birçoğu da Internet kullanımları konusunda ailelerine yalan söylüyor, okul ve işlerindeki performansları düşüyor.
Gerçekten kendilerini durduramıyorlar.
Fakat, depresif olmuyorlar. Daha önceki araştırmalarda internete bağımlı olan çocukların; depresif, psikotik veya madde bağımlısı oldukları, veya ciddi kaygı bozukluklarından muzdarip oldukları bulunmuştur – Zorlantısal internet kullanımı; problemlerin çıkış noktasıdır. Şangay’da yaşayan ergenler bu problemlere sahip olanların klinik olarak dışında bırakılmıştır. Bu durumda; bu ergenler kontrol grubunun yaş aralığıyla, cinsiyet ise küçük çocuklarla eşleştirilmiştir – ve MRI’a test edilmesi için gönderilir.
Dürtüsel internet kullanıcıları gerçekten kontrol grubuyla karşılaştırılabilir mi? Hayır. En az bir ankette, durdurulamayan internet kullanıcılarının kontrol grubuna göre daha kaygılı olduğu bulunmuştur.
Farklı Beyinler
Dürtüsel internet kullanıcıları, kontrol grubundan tamamen farklıdır. Önceki çalışmalarda; yönetimsel karar verme ve duygu süreçlerinde rol oynayan beynin Singulat Korteksi, İnsula ve Lingual Gyrus alanları içindeki azalan gri madde gösterilmiştir. Diğer çalışmalar ise; düşük bilgi işlemleme ve düşük dürtü kontrolünü incelemiştir. Şangay-Wuhan’daki araştırmacılar beyindeki ak madde, yani beynin farklı alanları arasındaki bağlantılar, ile ilgilenmişlerdir.
Ana değişimler; Korpus Kallosum bölgesinde, ki bu bölge beynin iki yarımküresini birbirine bağlar, ve İç Kapsül ve Presentral Gyrus gibi bölgelerde görülür. Yazarlar; ak madde’nin duygu, karar verme, ve tekrar edici davranış süreçlerinde rol oynayan beynin birçok bölgesi içerisinde bozulmakta olduğunu savunmaktadır. Sonuçlar; sık sık alkol, esrar ve kokain kullanan insanlarda da görülen belirtilere benzerdir.
Çıkarımlar
1.Gerçekten internet kullanımını durduramayan çocuklar vardır. Klinisyenler bağımlılığın aksine bu davranışların "zorlantısal/dürtüsel" olup olmadığı konusunda tartışmış olsalar da, bu durum gerçekten hayatlarını mahveder.
2.Bu çalışmada yer alan ergenler uç noktada olsalar da ve sayıları çok az olsa da, beyinleri açıkça sağlıksız yönde farklıdır.
3.Internet kullanımı; muhtemelen daha çok davranışsal olarak tanımlanmış eylemlerdir – sürekli değişken – gibidir – ikiye bölünmüş değildir, ya vardır ya da hiç yoktur. Birçok ergen, Çinli çocuklar kadar dürtüsel davranmıyor olabilir, fakat internetten uzak kalmaktan korkabilirler ve başka bir şeye dikkatlerini odaklamaktan hoşlanmayabilirler. Birçok çocuk çoğu zaman internetten uzak durabilir – fakat her zaman değil.
4.Doktor Henrietta Bowden-Jones’un BBC haberlerindeki röportajında da belirttiği gibi; davranışsal "bağımlılıklar"ı olanların beyinlerinde, farmakolojik olanların beyinlerindeki benzer değişimler görülmektedir.
Sonuç
Dürtüsel internet kullanımının; dürtüsel madde kullanımı veya kumar bağımlılığındaki kadar işlevsel olarak yıkıcı olduğu görülmektedir.
Ve dürtüsel internet kullanımı; kaygı bozuklukları ve depresyondan muzdarip kişiler için daha çok tercih edilebilir hale gelebilir.
Bu durumda; devamlı internet kullanımı eninde sonunda rahatsız edici bir şekilde sosyal, psikolojik ve duygusal olarak kopmaya sebep olabilir.
Yaptıklarımızla kim olduğumuzu belirleriz. Internet kullanımı insan beynini değiştirir. Sanal gerçeklik içeren teknolojiler geliştikçe, değişimler büyük ihtimalle daha çok şiddetli hale gelecektir.
Çocukların Facebook’taki sayfalarındaki görünüşleri, gerçek görünüşlerinden daha önemli hale gelecek mi?
Yakında bunun cevabını bulacağız.