Çocuklarda Dil Edinimi
Bozulmuş veya Gecikmiş Dil Edinimi
Gelişimleri yaşına uygun olan çocuklar için dil, kendileri için önemli olan sosyal hedefleri gerçekleştirebilmeleri için bildikleri hakkında konuşmanın bir aracı olarak kendiliğinden ortaya çıkar. Bununla birlikte dilin bazı çocuklara öğretilmesi gerekir. Bu makale çocukların dil edinimlerindeki güncel sorunları gözden geçirmekte ve dilin temellerini anlamada zorluk çeken çocuklara yardım etmek için bir araştırma gündemi önermektedir.
Bütün çocuklar dili zahmetsizce geliştiremezler. Bunun yerine bazı çocuklar dilsel yetkinliği sağlamak konusunda zorlanırlar. Onların bu zorluğu bireyin kendini iyi ifade edebilme becerisinin büyük önem taşıdığı bir toplumda daha dramatik hale gelir. Geleneksel öğretim yöntemleri, bir öğrencinin kolayca dili işlemleyebileceği ve sözel dili fikirleri aktarma aracı olarak kullanabileceği varsayımına dayanır. Anaokulundan yüksek öğretime, profesör ve hekim gibi üst düzey rollere kadar bir öğrenci veya uygulayıcının dilsel sembolleri anlayabileceği ve değiştirebileceği varsayılmaktadır.
Çocuklar okul öncesi dönemlerinde dilin temellerine hakim olamadılarsa- özellikle okuma becerileri için- eğitim başarısı açısından büyük risk altındadırlar. Ayrıca, sınırlı sözel becerileri sosyal becerilerini etkiler. Bir çocuğun sözel olarak tartışamaması durumunda istediği bir oyuncak üzerinde bir argüman kazanması zordur.
Dil öğrenme güçlükleri işitme kaybı, sınırlı zihinsel yetenek veya atipik sosyal / duyuşsal işlev gibi bir başka engelleyicinin bulunduğu durumlarda ikincil öncelik olabilir. Dil ve Konuşma Terapisti’nden hizmet alan engelli çocukların yaklaşık % 40’ının bir başka birincil engeli bulunmaktadır (Dublinske, 1981). Geri kalanların ise birincil problemleri iletişimle ilgilidir. Genel olarak, okul çağındaki çocukların %5’i iletişim engelleri için hizmet almaktadır (Dublinske, 1981). Bu çocuklar arasında akıcılık ve ses bozuklukları gibi iletişimin üretim yönleriyle sorunları olan kişiler yer almaktadır. Okul öncesi çağdaki çocukların yaklaşık %3’lük kısmının genel duyusal, bilişsel ve duygusal yetenekleri normal olmasına rağmen, dil gelişiminde akranlarının gerisinde kaldıkları tahmin edilmektedir (Leske, 1981). Bu çocuklar için, Gecikmiş Dil, Dil Bozukluğu ve Özel Dil Engelliliği gibi çeşitli isimler verilir.
Tek önemli handikabı dil gelişimi olan çocukların varlığı güncel dil edinim modelleri için son derece ilginç bir sorundur. Eğer dil böyle güçlü bir insan-beceri alanıysa neden bazı çocuklar bu denli risk altındadırlar? Bu çocuklar hakkında bilinenler normal olarak gelişmekte olan çocuklar için bildiğimiz veri tabanından kesinlikle daha azdır. En güvenli sonuçlar dil engelli çocuklar için doğru olmayan şeylerle ilgilidir. Birincisi tanımlamayla, sözel olmayan testlerde de görüldüğü üzere zihinsel herhangi bir engelleri yoktur. Başka bir deyişle, dilbilimsel ve genel bilişsel yetenekler arasında bir tutarsızlık olduğunu belirtmişlerdir. Eğitimciler ve yetkin kişiler çoğu zaman dilsel ve zihinsel yeteneklerin yakın bir ilişki içinde olmasını bekledikleri için bu tutarsızlık onlar tarafından tanınmaz. Yine de dilin yetersiz bir zeka nedeniyle geri kaldığı düşüncesi/iması çocuk ve aile için oldukça üzüntü verici olabilir.
İkinci olarak, dil engelli çocuklar yetersiz ve uygunsuz girdilere sahip olan ortamlardan gelmek zorunda değildirler; yine de durum bazen böyle olabilir. Çevresel uyaranların sıradan etkilerini tanımlamak oldukça zordur; özellikle kısıtlı becerilere sahip bir çocuğun iletişimin daha etkileşimli veya duyarlı olduğu bir çocuktan farklı olduğu ve bu nedenle gecikmiş dilin nedeni olarak yalnızca olağandışı uyaran kalıplarının bir sonucu olabileceğinden bahsetmek pek doğru bir yaklaşım değildir. Ayrıca haksız yere suçluluk duygusunu ebeveynlere yüklemenin etkileri en iyi ihtimalle verimsizlik olacaktır.
Eğer sebep genel zeka ya da çevresel uyaran değilse bazı çocukların dil ediniminde yaşadığı zorluklar nelere bağlıdır? Şu anda etiyolojiye dair bir fikir birliği yoktur (bkz. Johnston, 1988; Leonard, 1979). Mevcut hipotezler arasında, zihinle temsili ya da dille paralellik gösteren ancak dil-dışı testlerde performans için çok önemli olmayan bilgi işlemlemelerinde belirli sorunlar yer almaktadır (Johnston, 1988; Nelson, Kamhi, & Apel, 1987). Başka bir görüş ise, dil gecikmeli okul öncesi çocuklarının yeni kelimeleri hızlı bir şekilde haritalayabilmeleri için gerekli çevrimiçi dilbilimsel işlemlemede sorun olduğu yönündedir. (Rice 1987; Rice, Buhr ve Nemeth, 1988).
STANDART ERKEN DÖNEM DİL EDİNİM DÜZENİ
- 0.0 – 0.3 Yaş: Doğal sesler, ağlama, mırıldanma,
- 0.4 – 0.5 Yaş: Babıldama dönemi başlangıcı,
- 0.10 – 1 Yaş: İlk anlaşılabilir kelimeler. Bundan sonra tek kelimeli, iki kelimeli ve çok kelimeli cümleler. Tek kelime aşamaları holophrastic evre olarak bilinir; Telgraf konuşma sadece isimler ve fiillerle konuşmayı ifade eder,
- 2.6 Yaş:Ses perdesi değişimleri oluşur, olumsuzlama/reddetme başlar, soru ve emir kipli cümleler kurar,
- 3.0 Yaş: Sözcük dağarcığı yaklaşık 1.000 kelimeye ulaşır,
- 5.0 YaşAma sözdizimsel kurallar edinilir.
(*) Bu sıralama anadili ediniminin erken dönemlerini yansıtmaktadır ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
KAYNAKÇA: