Çocuklarda Gelişimsel Bozukluk ve Ailenin Psikolojik Dayanıklılık Şiddeti Arasındaki İlişki

Çocuklarda Gelişimsel Bozukluk ve Ailenin Psikolojik Dayanıklılık Şiddeti Arasındaki İlişki

Dikkat eksikliği hiperaktif bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, zihinsel engellilik ve spesifik öğrenme bozukluğu gibi gelişimsel bozukluk yaşayan çocukları yetiştirirken, başta ebeveynler olmak üzere çocuğun yakın çevresi için birçok yeni zorluk ortaya çıkar.

Örneğin, gelişimsel bozukluk sorunu olan çocuklar genellikle okulda, halka açık yerlerde ve toplumda zorluk yaşarlar ve çocuğa bakım veren (Bu rol Türkiye gibi kolektivist toplumlarda anneye atfedilir) bu zorluklarla başa çıkmalıdır ve bu da onlara yük getirebilir. Dahası, bu zorluklar çevrelerindeki insanlar tarafından ne yazık ki hoşgörülü karşılanmayabilir. Bazı yabancılar, çocukların zorluklarını genellikle annelerinin ebeveynliğine bağlayıp onların ebeveynliğini yargılayabilirler. Bu koşullar, gelişimsel bozukluk sorunu olan çocukların annelerinde olumsuz hissiyata sebebiyet verebilir. Bu da çocukların gelişimsel bozukluğunun şiddetini arttırabilir. Bu nedenle, çocuk gelişimsel bozukluğu şiddetinin birinci bakım verenin, annenin ruh sağlığı üzerindeki etkisini hafifletebilecek faktörleri göz önünde bulundurmak önemlidir. 

Aile üyelerinin gelişimsel bozukluk sorunu olan çocuklarla yaşamaya olumlu adaptasyonu, birincil bakım verenin ruh sağlığının iyileştirilmesi için çok önemli bir faktördür. Bu noktada; ailenin bilinçli olması ve psikolojik dayanıklılığı anahtar rol oynamaktadır. Ailenin karşılaştığı zorluklar karşısındaki psikolojik dayanıklılığın çocuğu nasıl etkilediğini ele alacağız.

2018 yılın aralık ayında Japonya’da annenin psikolojik dayanıklılığı ve çocuktaki gelişimsel bozukluğun şiddetini nasıl etkilediği üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırma; gelişimsel bozukluk sorunu olan çocuklarla yaşayan aile bireylerinin olumlu adaptasyonuna odaklanılmıştır. Bu çalışmada; aile dayanıklılığı kavramı, aile üyelerinin gelişimsel bozukluğu olan çocukları çevreleyen zorluklar ve sorunlar gibi sıkıntılara dayanma ve bunlardan kurtulma sürecini tanımlamak için kullanılır. Japonya’da dört farklı bölgede dört medikal kurumdaki çocuk nörologları tarafından 274 bakım veren katılımcı seçildi.  Ulusal Nöroloji ve Psikiyatri Merkezi Etik Kurulu tarafından onaylanan bilgilendirilmiş onam verdiler. Araştırmacılar, genellikle öncü bakım verenin anne olmasından dolayı anneler ile çalışma yapılmıştır.

Çocuklarda Gelişimsel Bozukluk ve Ailenin Psikolojik Dayanıklılık Şiddeti Arasındaki İlişki İsimli Araştırmanın Geçerlilik Ölçümleri ve Metodu: 

Japon araştırmacılar tarafından annelerin aile esnekliği unsurlarına sahip olma derecelerini ölçen bir Aile Esnekliği Unsurları Anketi geliştirilmiştir. Katılımcılar gelişimsel bozukluğa sahip 274 çocuk annesiydi. Maternal (anneden kaynaklanan) psikolojik sıkıntıyı tahmin etmek için hiyerarşik çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Ankette; iletişim süreçleri ile ilgili 6 madde, inanç sistemleri ve örgütlenme kalıpları ile ilgili 14 madde hazırlanmıştır. 

Araştırmanın pilot aşamasında gelişimsel bozukluğu olan sekiz çocuk annesine öğelere yanıt vermelerini ve bu öğeler hakkında yorum yapmaları istendi. Öğeleri pilot uygulamaya dayanarak araştırmacılar ve klinisyenler tarafından gözden geçirildi. İlk pilot aşamadan sonra ankete 10 madde daha eklenmiş ve ikinci pilot yapılmıştır.

Tanımlayıcı istatistik değerlerine ve yorumlarına dayanarak, küçük noktaları gözden geçirildi ve pilot denemeler sonucunda 28 madde ile anket hazırlandı 1 (Kesinlikle katılmıyorum) ile 5 (Kesinlikle katılıyorum) arasında değişen 5 puanlık likert tipi bir ölçekte derecelendirildi.

Psikolojik sıkıntıyı ölçmek için; anne ruh sağlığını kısaca değerlendirmek üzere Kessler 6 maddelik psikolojik sıkıntı ölçeğinin Japonca versiyonunu kullanıldı. Psikolojik sıkıntı ölçeği seçilirken katılımcıların sınırlı zamanlarından dolayı Kessler ölçeği tercih edildi. 

Kessler ölçeği; üç depresif semptom ve üç anksiyete semptomundan oluşur ve yaygın olarak psikolojik sıkıntı indeksi olarak kullanılır.

Sosyal destek ölçüm soruları ise 10 maddeden oluşur. Altı maddesi olumlu sosyal destek ile ilgiliyken dört maddesi de olumsuz sosyal destek ile ilgilidir.

 

Çocuklarda Gelişimsel Bozukluk ve Ailenin Psikolojik Dayanıklılık Şiddeti Arasındaki İlişki ile ilgili Sonuçlar: 

  • Pozitif ve negatif sosyal destek ile anlamlı ilişkiler bulunurken, sosyal desteğin büyüklüğü ile ilişkisi anlamlı değildi.
  • Ailedeki diğer bireylerin ve sosyal çevrenin, anneyi desteklerken bunu hissettirmesi desteğin yoğunluğundan daha kıymetli olduğu sonuca ulaştırır. Özel gereksinimli çocukların birinci bakım verenine sağladığımız olumlu desteğin varlığı, desteğin yoğunluğundan daha önemlidir.
  • Aynı şekilde, negatif sosyal desteğin şiddete bakılmaksızın varlığı birinci bakım vereni oldukça kötü etkiler.
  • Bununla birlikte, bu çalışma bireyin (yani annenin) dayanıklılığından ziyade aile grubunun esnekliğine odaklanmıştır. Anketler, grubun direnç unsurlarının annenin direnç unsurlarını desteklemek, maternal (anneden kaynaklanan) psikolojik sıkıntıyı azaltmak ve çocukların gelişimsel bozukluğunun şiddeti ile maternal psikolojik sıkıntı arasındaki ilişkiyi hafifletmek için işlev gördüğünü göstermiştir.
  • Yani, aile direncinin annenin direncini etkilediği kanısına ulaşıldı ve bu etkinin, gelişim bozukluğu olan çocukların anneleri için de yansıtıcı etkisi olduğu sonucuna ulaşıldı.
  • Aile esnekliği ile çocukların yaşları arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı.
  • Bununla birlikte, önceki çalışmalar gelişim bozukluğu olan çocuklarla yaşamanın aile üyeleri arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileme olasılığını göstermiştir.

Sonuç olarak, aile direnci maternal psikolojik sıkıntıyı azaltır ve maternal psikolojik sıkıntı ile çocuk gelişim probleminin şiddeti arasındaki ilişkiyi hafiflettiğini göstermiştir. Diğer bir değişle; birinci bakım verenin psikolojik sağlamlığı, ailedeki diğer bireylerlerin psikolojik sağlamlığı ile ilişkidir. Ailedeki ruh sağlığı ne kadar iyi olursa özel gereksinimli çocuğun sorunun şiddeti de o kadar azalabilir. Bu nedenle; klinisyenler, sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlar, aile üyelerini ve gelişim bozukluğu olan çocukları ve annelerini desteklemelidir.

Makalenin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

ŞUBELERİMİZ