Disleksi ile İlgili Bilinen Efsaneler

Disleksi ile İlgili Bilinen Efsaneler

Disleksi, genellikle korku ve yanlış anlaşılmayı harekete geçiren bir kelimedir. Buna ek olarak, disleksi ile ilgili efsaneler çok fazladır. Çoğu zaman, insanlar disleksisi olan bir bireyi b ve d harflerini karıştıran veya okumasında gerileme olan bir birey olarak düşünürler. Bazı insanlar da bu bireyleri temel harfleri karıştıran sorunlu bir okuyucu olarak düşünebilirler. Disleksinin bu şekilde yanlış anlaşılması, çoğu zaman insanların, özellikle de ebeveynlerin, çocuklarının okumasında sorun yaşadıklarında ve disleksi tanısı konduğunda bir dizi olumsuz duygulara kapılmalarına neden olur. Aslında, her 5 çocuktan 1’ine, dilin fonolojik işleme bileşeninde sözcük okuma ve kod çözme ile sonuçlanan bir eksiklik olarak adlandırılan disleksi tanısı konuyor. Disleksi hakkında gerçekleri öğrenmek için okumaya devam edin.

Disleksi ile ilgili efsaneler ve gerçekler:

Efsane: “Disleksi, okuyucuların harfleri ve kelimeleri ters gördükleri anlamına gelir.”

Gerçek: Harflerin ters olarak algılanması disleksinin bir belirtisidir; ancak disleksi ile sonuçlanmayacak bir durum da olabilir. Disleksi, okuyucunun harfleri ve bu harfleri temsil eden sesleri ilişkilendirmede zorluk çektiği çok daha karmaşık bir fonolojik işleme bozukluğudur.

Efsane: “Disleksi olan insanlar asla düzgün okuyamayacaklar.”

Gerçek: Orton Gillingham okuma terapisi gibi bir okuma terapisi programının erken müdahalesi ve kullanımı ile disleksili okuyucular etkili ve ileri düzeyde anlaşılırlıkla okuyabilirler.

Efsane: “Disleksisi olan insanlar zeki değildirler.”

Gerçek: Disleksili bireyler genellikle inanılmaz derecede parlak ve yaratıcıdırlar. Fonolojik işleme açığı beyninin sadece küçük bir yönüdür. Disleksisi olan insanlar genellikle başka alanlarda okuma konusundaki zorluklarına rağmen başarılı olurlar.

Efsane: “Disleksisi olan insanlar başarılı veya liderlik odaklı pozisyonlara sahip olamazlar.”

Gerçek: Dünya Albert Einstein, Leornardo DaVinci, Erin Brockovich, John Lennon veya Ann Bancroft olmasaydı ne olurdu? Topluma katkıda bulunan bu önemli insanların tümü disleksiye veya disleksi ile ilişkili öğrenme özelliklerine sahiplerdi.

Doğru okuma programı ve desteği ile disleksi tanısına sahip olmak korkulacak bir durum değildir. Aksine, tansı olan bir çocuğun veya bireyin zorluklarının ve güçlü yanlarının nerede olduğunu anlamasını sağlar. Orton Gillingham gibi bir okuma terapisi programı kullanarak yapılan müdahaleyle, disleksisi olan çocuklar okuma ve ötesinde sınırsız potansiyellerinin kilidini açabilirler.

Kaynakça: https://www.nspt4kids.com/inspiration/debunking-dyslexia-myths