Duyusal-Motor Bozukluklar Dikkat- Öğrenme Güçlükleri Ve Zorlayıcı Davranışlar Üzerine Duyu Bütünleme Terapisinin Etkileri

Duyusal-Motor Bozukluklar Dikkat- Öğrenme Güçlükleri Ve Zorlayıcı Davranışlar Üzerine Duyu Bütünleme Terapisinin Etkileri

30.06.2025

Duyusal Bütünleşme Teorisi (SIT), çevreden ve vücudumuzdan gelen duyusal bilgileri bütünleştirmenin nörolojik sürecinin öğrenmeyi ve davranışı etkilediğini öne sürmektedir. Bu teoride, 4 aylıktan 87 yaşına kadar olan bireyler için farklı versiyonları olan psikometrik araçlar ve ölçekler kullanmaktadır. Bu sebeple duyusal işleme ölçütü (SPM) ve SIPT, duyusal işlemeyi anlamak ve değerlendirmek için temel olmaktadır.

Duyusal Bütünleşme Teorisi; 1960'larda A. Jean Ayres tarafından geliştirilen duyusal bütünleşme teorisi (SIT), duyusal işlemenin insan davranışını ve gelişimini nasıl etkilediğini anlamak için genel çerçeve sunmaktadır. SIT; duysal – motor gelişim, davranış, öğrenme ve günlük yaşam aktivitelerinde işleyiş için çok önemli olan adaptif cevapları oluşturmayı tanımlar. Aynı zamanda uyarlanabilir tepkiler üretmek için çevreden gelen duyusal bilgilerin bütünleştirilmesini vurgular. SIT, özellikle otizm spektrum bozukluğu ve serebral palsi gibi rahatsızlıkları olan çocuklarda duysal işlem bozukluklarını (SPD) ele almak için kullanılır. Bu sebeple pediatrik rehabilitasyonda, duyu bütünleme terapisi olarak özellikle önemlidir. Bu teori, kaba motor bozukluklarda postür kontrolü, duysal bozukluklarda bilateral entegrasyon ve ince motor praksis, davranış gelişiminde self-regülasyon, dikkat ve öğrenme güçlüklerinde düşünsel praksis için gerekli olan üç temel duyusal sistemi tanımlar: taktil (dokunsal), proprioseptif (farkındalık) ve vestibüler (hareket). Araştırmalar, SIT'in otizmli çocuklarda öz bakım, sosyalleşme ve hedeflere ulaşma gibi sonuçları iyileştirebileceğini, bununla birlikte yaşam kalitesinin artacağını göstermiştir (Brezilya'da yürütülen randomize kontrollü çalışmada gösterilmiştir - Omairi vd., 2022). CP'li çocuklarda kaba ve ince motor gelişim, koruma refleksleri ve denge reaksiyonlarında gelişime etkisi düşünülmüştür. Nörogelişimsel bozukluklarda daha titiz çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır (Kantor vd., 2022).

Ayres Duyusal Bütünleşmesinde Değerlendirme (SIPT), güçlü yapı geçerliliği ve güvenilirliğiyle, duyusal algı ve bütünleşmeyi değerlendirmek için geliştirilmiş, bu alandaki klinik uygulamaları ve araştırmaları geliştiren araçtır. Malezya için yapılan çalışmada, duysal terapistlerin aktardığı bilgiye göre, SIT'in uygulanması için yeterli eğitim ve geniş kaynak olmak zorundadır.

Günümüzde nörobilim, Ayres'in önerilerini doğrulamaya ve geliştirmeye devam etmektedir. Buna paralel olarak duyusal bütünleşme müdahalelerinde nöroplastisitenin rolünü vurgulamaktadır. Duyu bütünleme terapisi, duyusal işleme sorunları olan çocuklar için hayati önem taşır, aynı zamanda kanıta dayalı yaklaşım olmasıyla, önemini artırmaya devam etmektedir (Abelenda & Armendariz, 2020).

Duyu Bütünleme Teorisi (SIT), farklı popülasyon gruplarında ve değişken ortamlarda duyusal işleme zorluklarını anlamak, terapatik çerçevesini ele almak için çeşitli çalışmalarda kullanılmıştır. Araştırmacılar duyu bütünleme teorisini, müdahaleleri keşfetmek, gelişimsel sonuçları değerlendirmek ve terapatik araçlar tasarlamak için uygulamışlardır. Çalışmaların bazılarında, gelişimsel engelli çocuklar için duysal terapi müdahale kullanımına

odaklanmışlardır. Schaaf ve Nightlinger, duyusal bütünleştirme yaklaşımı kullanan terapinin bir çocuğun çalışma performansını nasıl iyileştirdiğini gösteren vaka raporu sunmuşlardır. Bu çalışma, duyusal işlemeyi geliştirmenin adaptif davranışı etkilediği teorik öngörü düşüncesini desteklemiştir. Benzer şekilde, Bellefeuille ve arkadaşları, üç yaşında erkek çocukta retentif (kuvvetli) dışkı tutamama sorununu ele almak için Ayres Duyusal Bütünleme terapisini kullanmışlardır. Bu terapi sonrası, tuvalet alışkanlıklarında ve duyusal işlemede önemli gelişmeler göstermiştir.

Başka araştırmada, Davies ve Gavin duysal değerlendirme ve tanısal doğrulamayı araştırırken, beyin fonksiyonunun duyusal bütünleşme işlev bozukluğunun davranışsal tezahür ve sonuçlarıyla ilişkili olduğu varsayımını test etmişlerdir (Davies ve Gavin, 2007). Bunun için elektroensefalografik ölçümleri kullanmışlardır. Bu sonuçlarda duysal işlem bozukluğu (SPD) olan çocukların benzersiz beyin işleme mekanizmaları sergilediklerini ve SPD gibi bozuklukların teşhisi için ampirik destek sağladıklarını bulmuşlardır. Bu bağlamda, Cohn ve Cermak'ın, çocukların günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkiyi daha iyi anlamak için duyusal bütünleşme sonuçları araştırmasını desteklemişlerdir. Aynı zamanda bu çalışmada aile perspektiflerinin dahil edilmesi vurgulanmıştır (Cohn ve Cermak, 1998). 

Araştırmacıların bazıları duyusal bütünleşmenin teorik yönlerini araştırmayı tercih etmişlerdir. Lin ve arkadaşları, postüral hareketle bilateral motor bütünleşme arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu fonksiyonel yapıların SIT çerçevesinde birbirleriyle ilişkili olduğunu doğrulamışlardır (Lin ve arkadaşları, 2012). Bununla birlikte terapatik gelişim sırasının, beyin fonksiyonel gelişim basamaklarını takip etmesi gerektiği ve terapatik programı planlamada öngörü yaklaşımları sunmuşlardır (Pekár ve Kinder). Bu bağlamda duyu bütünleme terapatik tekniklerinin, sembolik olmayan sayı işlemeyle sürekli görsel özellikler arasındaki etkileşimi yeniden ele almışlardır, duyusal bütünleşmenin sayısallık yargılarında rol oynadığını öne sürdümüşlerdir (Pekár ve Kinder, 2020).

Duyu bütünleme teorisi (SIT) temelli müdahaleler otizmli çocuklara uygulamışlar. Ma ve Lee, ebeveyn-çocuk etkileşimi sırasında kompleks (bileşik) dokunsal-görsel oyuncakların, otizmli çocukları nasıl etkilediğini incelemişler ve belirli kumaşların duyusal bütünleşme ilkelerine dayalı etkileşimi ve katılımı artırdığını bulmuşlardır (Ma ve Lee, 2014). Devlin ve ark, otizmli çocuklarda zorlayıcı davranışları tedavi etmede davranışsal müdahaleyi ve duyusal bütünleşme terapisini karşılaştırmışlar, duyusal bütünleşme terapisi ve davranışsal yaklaşımın etkili olduğu sonucuna varmışlardır (Devlin ve diğerleri, 2011).

Quinn ve ark, eğitim ortamlarında, okul özel eğitim ihtiyaçları koordinatörlerinin, SIT ve duyusal stratejilerin kullanımı hakkındaki bilgi ve güvenini değerlendirmişlerdir (Quinn ve diğerleri, 2022). Terapistler ve öğretmenler arasındaki iş birliğinin, okullarda duyusal bütünleşmenin anlaşılmasını ve uygulanmasını geliştirmek için çok önemli olduğunu bulmuşlardır. Bu, okul temelli çalışma yapan terapistlerin sıklıkla çoklu-teorik yaklaşım kullandığını ve SIT'in baskın olduğunu bildiren Storch ve Eskow tarafından desteklenmiştir (Storch ve Eskow, 1996). SIT'in uygulaması psikoterapi ve ruh sağlığına kadar uzanmıştır. Van Nest, duyusal işlemeyle bağlantılı yanlış algılardan kaynaklanan uyumsuz davranışları anlamak için psikoterapide SIT'i kullanmış ve terapatik bağlamlarda duyusal deneyimleri ele almanın önemini vurgulamıştır (Van Nest, 2019). Bundy ve Lane, SIT'i ruh sağlığı sorunları olan kişiler için yeniden çerçevelendirerek geleneksel pediatrik popülasyonların ötesindeki önemini vurgulamıştır (Bundy ve Lane, 2020). Teknolojik gelişmeler, duyusal bütünleşme prensiplerinin somut olarak entegre edilmesini sağlamıştır. Wang ve arkadaşları, çevresel tasarım ve adaptif cevap yoluyla duyusal gelişimin temel olmasını desteklemişlerdir. Bu amaca uygun, SIT'e dayalı mahalle (park) gibi açık alanlarındaki çocuk tesislerini tasarlamak için hibrit, çok nitelikli karar verme modeli uygulamışlardır (Wang ve diğerleri, 2021).

Winni Dunn, temel ve uygulamalı nörobilim araştırmalarının, Duyu Bütünleme terapisi (SIT) için sağlam bir temel sağladığını savunmuştur (Dunn, 1988). Tickle-Degnen, teorinin statüsünün yüksek olması hakkında perspektifler sunarak daha fazla araştırma ve geliştirme için alanları vurgulamıştır (TickleDegnen, 1988).

Değerlendirme araçları açısından, Gomez ve Medallon yetişkinlerde duyusal işlemeyi değerlendirmek için araçları gözden geçirerek, SIT'ye dayalı araçların bu popülasyonda duysal işleme bozukluğu (SPD) tanısını tamamlayabileceğini belirtmiştir (Gomez ve Medallon, 2022). Baranek ve arkadaşları, gelişimsel engelli bireylerde duyusal savunuculuğu inceleyerek, duyusal savunuculuğun farklı alt tiplerine dair kanıtlar bulmuştur ve böylece değerlendirme ve müdahaleyi bilgilendirmiştir (Baranek ve arkadaşları, 1997).

Duyusal bütünleme bozuklukları, beynin duyusal bilgileri işleme ve bunlara yanıt verme yeteneğindeki kesintilerden kaynaklanır ve günlük işleyişte zorluklara yol açar. Bu bozuklukların nedenleri çok yönlüdür ve genetik, nörolojik ve çevresel faktörleri içerir. Örneğin, araştırmalar duyusal işleme zorluklarıyla ilişkili olan FOXP2 genindeki gibi genetik mutasyonları tanımlamıştır (Vargha-Khadem vd., 2005). Nörolojik olarak duysal bozukluklar, atipik sinirsel bağlantı ve duyusal kapılama mekanizmalarıyla bağlantılıdır, bu aşırı duyarlılık, düşük duyarlılık veya duyusal arayış davranışları olarak ortaya çıkabilir (Davies & Gavin, 2007). Erken çocukluk travması veya duyusal açıdan zengin ortamlara maruz kalmama gibi çevresel faktörler duysal gelişim bozukluklarının derecesini etkileyebilir (Copkes Ummuhan-2013). Otizm Spektrum Bozukluğu, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve diğer gelişimsel bozuklukları olan çocuklarda duyusal işleme zorlukları sıklıkla sosyal, duygusal ve bilişsel zorluklarla birlikte ortaya çıkar. Bu durum değerlendirme ve müdahale için disiplinler arası kompleks ve destekleyici yaklaşımlara olan ihtiyacı vurgular. Genel olarak, bu çalışmalar SIT'in farklı alanlarda çok yönlülüğünü ve uygulanabilirliğini göstermektedir. SIT, terapatik müdahalelerinden teknolojik yeniliklere kadar, duyusal işleme zorluklarını anlamak ve ele almak için değerli bilimsel temelli terapatik çerçeve sağlar.

Anahtar kelimeler: duyusal işleme ölçüsü, duyusal bütünleştirme teorisi, duyusal işleme bozukluğu, duyu bütünleme bozuklukları, öğrenme, davranış, postür, motor bütünleşme.

Yazar: Uzm. Fzt. Ümmühan Sakın ÇÖPKES

 

KAYNAKLAR:

1.     Ayres, A. J. (1974). The development of sensory integrative theory and practice A collection of the works of A. Jean Ayres. Kendall

2.     Ayres, A. J., Robbins, J., & McAtee, S. (2005). Sensory integration and the child understanding hidden sensory challenges (Pediatric Therapy Network Ed.). Western Psychological Services.

3.     Ayres, 1974; Ayres et al., 2005

4.     Lane et al., 2019; Oliveira et al., 2021

5.     Abelenda & Armendariz, 2020; Kantor et al., 2022

6.     D ˛abrowska et al., 2020; Lane et al., 2019

7.     Copkes Ummuhan-2013, Otistik Çocuklarda Vestibüler Rehabilitasyonun Etkisi

8.     Holmlund & Orban, 2021; Mailloux et al., 2021

9.     Kilroy et al., 2019; Lane et al., 2019

10.  Abelenda & Armendariz, 2020

11.  Appleyard, K., Schaughency, E., Taylor, B., Sayers, R., Haszard, J., Lawrence, J., Taylor, R., & Galland, B. (2020). Sleep and sensory processing in infants and toddlers: A cross-sectional and longitudinal study. The American Journal of Occupational Therapy, 74(6), 7406205010p1–7406205010p12.

12.  Dunn, W. (1988). Basic and applied neuroscience research provides a base for sensory integration-theory. American Journal on Mental Retardation, 92(5), 420–422

Benzer Makaleler

Sizin için seçilmiş güncel içerikler

Anne Karnından İtibaren Bebeğe Kitap Okumanın Faydaları
Makaleler

Anne Karnından İtibaren Bebeğe Kitap Okumanın Faydaları

Baş Dönmesi Korkulacak Bir Semptom mu? Hastaların Yaşadığı Zorluklar ve Vestibüler Rehabilitasyonun Önemi
Makaleler

Baş Dönmesi Korkulacak Bir Semptom mu? Hastaların Yaşadığı Zorluklar ve Vestibüler Rehabilitasyonun Önemi

Beyin Yaralanmaları için Özel Eğitim

Beyin Yaralanmaları için Özel Eğitim

Deneyimimizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz