Genetik ve Çocukluk Çağı Duygusal, Sosyal, Psikiyatrik Problemler İlişkisi
Çocukluk ve ergenlik çağlarındaki duygusal, sosyal ve psikiyatrik problemlerin yetişkin çağda görülen depresyona evrilmesi yüksek oranda genetik yatkınlığa bağlı.
Queensland Üniversitesi araştırmacıları bu bulguya Finlandiya, Hollanda, Norveç, İsveç ve İngiltere üzerinden toplanan toplam 7 bölgedeki 42.000’den fazla çocuk ve ergen ile yapılan genetik analizi ile ulaştı.
Prof. Christel Middeldorp, araştırmacıların genetik yatkınlığın aynı zamanda insomni, nevroz ve vücut kitle indeksi ile yakından ilişkili olduğunu tespit ettiklerini belirtiyor. Diğer yandan, akademik başarı ve duygusal iyi olma üzerinde etkili olan genetik puanlara sahip olan bireylerin çocukluk çağı problemleri puanının düşük olduğunu ifade ediyor.
Çalışmaya göre sonuçlar farklı yaş düzeylerine göre paralel. Sonuçlar, bireyin hayatı boyunca görülen psikiyatrik ve diğer ilişkili özelliklerin paylaşılan genetik faktörlerle ilgili olduğunu gösteriyor.
Prof. Christel Middeldorp: ‘Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi psikiyatrik problemlere sahip çocukların yaklaşık %50’si yetişkinlikte ruhsal bozukluklar yaşamaya devam ediyor. Aynı zamanda bu çocuklar diğer sosyal ve duygusal problemleri sebebi ile okulda reddedilme riski taşıyor.’
‘Bulduğumuz veriler önemli, çünkü çocukluk ve yetişkinlik özellikleri genetik risk faktörü ile açıklanabiliyor. Risk altındaki bireyler gözden kaçırılmamalı ve gerekli müdahalelere yönlendirilmeli. Her ne kadar bireyin gösterdiği semptomların yetişkinlikte nasıl evrileceği konusunda genetik yatkınlık tamamen hatasız olmasa da, gelecekte bu durum diğer risk faktörlerini de beraberinde getirebilir. Ayrıca, bu durum kalıcı duygusal ve sosyal problemler geliştirme riski taşıyan çocukların farmakolojik tedavisinin hassasiyetini vurguluyor.’
Kaynakça: https://www.sciencedaily.com/releases/2020/04/200416094212.htm