Yutmanın 3 Aşaması

Yutmanın 3 Aşaması

Yutma, her ne kadar kolay görünse de aslında vücudumuzun gerçekleştirdiği en karmaşık eylemlerden biridir. Bu görünüşte basit ve otomatik eylem, sinir sisteminin farklı alanlarının dahil olduğu, üç aşamada kusursuz biçimde gerçekleşmesi gereken bir dizi eylemden oluşur.

 

Disfaji

Sağlıklı insanlar genellikle çok az düşünce ve çaba ile yutma eylemini gerçekleştirebilirler. Kişinin sinir sistemi felç veya başka bir hastalık nedeniyle aksadığında yutma sorunları ortaya çıkabilir. Yutma güçlüğü disfaji olarak adlandırılır. Disfaji, boğulma, iştahsızlık ve kilo kaybı ve aspirasyon pnömonisi gibi sorunlara yol açabilir.

Felç veya başka bir hastalık geçirdiyseniz, yutma güçlüğünüz olup olmadığını belirlemek adına yutma değerlendirmesinden geçebilirsiniz. Disfaji belirtileriniz varsa yutma kaslarınızın mümkün olduğu kadar iyileşebilmesi için dil ve konuşma – yutma terapisine ihtiyacınız olacaktır.

Yutmayla ilgili istemli veya kasıtlı eylemler olduğu gibi istemsiz veya refleksif eylemler de bulunmaktadır. Yutmanın üç aşaması aşağıdaki gibidir:

 

Oral Aşama

Yutma, oral aşama ile başlar. Yiyecekler ağza giriş yapıp tükürük ile nemlendirildiğinde bu aşama başlamış olur. Nemlendirilmiş yiyeceklere bolus adı verilir.

Bolus, çiğneme kasları tarafından kontrol edilen dişler ile, istemli olarak çiğnenir. Bu aşamada yiyecek, ağzın önünden arkasına kolayca geçebilmesi için iyice nemlendirilmiş küçük parçalara ayrılır. Bolus daha sonra istemli olarak orofarinkse (boğazın üst kısmı) doğru ittirilir.

Bolus, orofarinksten, dilin arkası ve diğer kaslar aracılığıyla yutağın alt kısmına (boğaz) yönlendirilir. Bu adımda ayrıca, yiyeceklerin burna girmesini önlemek için yumuşak damağın istemli olarak kaldırılması gerekir.

Yutkunmanın oral fazını kontrol eden kaslar, beyin sapında bulunan ve kraniyal sinirler adı verilen sinirler tarafından harekete geçirilir. Bu aşamayı koordine eden kraniyal sinirler arasında trigeminal sinir, fasiyal sinir ve hipoglossal sinir bulunur.

 

Farengeal Aşama

Bolus yutağa ulaştığı zaman, özel duyu sinirleri, istemsiz yutkunma aşamasını başlatır. Medulladaki (beyin sapının alt kısmı) yutma merkezinin aracılık ettiği yutma refleksi, ağzın arkasındaki, yutaktaki ve yemek borusundaki birkaç kasın ritmik ve istemsiz kasılmaları ile yiyeceğin yutağa ve yemek borusuna doğru daha da itilmesini sağlar.

Ağız ve boğaz hem yiyecek hem de hava için giriş yolu görevi görür. Bu nedenle ağızda, havanın nefes borusuna ve akciğerlere, yiyeceklerinse yemek borusuna ve mideye gitmesine yarayan birer yol bulunur.

Farengeal fazın en önemli kısımlarından biri, gırtlağın, küçük dil ve ses telleri tarafından istem dışı kapatılması ve solunumun geçici olarak engellenmesidir. Bu eylemler yiyeceklerin “yanlış boruya”, yani soluk borusuna gitmesini önler.

Gırtlağın küçük dil tarafından kapatılması akciğeri yaralanmalardan korur, çünkü akciğerlere kaçan yiyecekler ve diğer partiküller, ciddi enfeksiyonlara ve akciğer dokusunda tahrişe yol açabilmektedir. Yutma refleksinin farengeal aşamasında gerçekleşen sorunlar, aspirasyon pnömonisi olarak da bilinen akciğer enfeksiyonlarına neden olur.

 

Özofageal Faz

Yiyecekler yutaktan çıkarak yemek borusuna (özofagus) girer. Yemek borusu, koordine halde gerçekleşen güçlü kasılmalar sayesinde yemeği mideye yönlendiren tüp benzeri bir kas yapısına sahiptir. Bu aşamada yiyeceklerin yemek borusundan geçebilmesi için, vagus siniri, glossofaringeal sinir ve sempatik sinir sisteminin sinir lifleri koordinasyon hâlinde çalışmalıdır.

Yemek borusunda, yutma sırasında bolus aşağı indirilirken refleks olarak açılıp kapanan iki önemli kas bulunur. Sfinkter (büzücü kas) adı verilen bu kaslar, bolusun yanlış yöne gitmesini (kusma) engeller ve ileri yönde akmasını sağlar.

Önce üst, sonra alt sfinkter, bolusun basıncına karşılık olarak açılır ve bolus geçtikten sonra kapanır.

Üst özofagus sfinkteri yiyeceklerin veya tükürüğün ağza geri gelmesini engeller, alt özofagus sfinkteri ise yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçmasını önleyerek midede kalmasını sağlar. Bu sayede, özofagus sfinkterleri regürjite besine karşı fiziksel bir engel oluşturur.

 

Kaynakça

Bu makale Dr. Jose Vega tarafından yazılmıştır. Orijinal metne buradan ulaşabilirsiniz.