Çocukluk Çağı Apraksisi’nde (ÇÇA) Terapi Yaklaşımları

Çocukluk Çağı Apraksisi’nde (ÇÇA) Terapi Yaklaşımları

Çocukluk çağı apraksisi, beyindeki kas koordinasyonunun planlanması ile konuşma için gereken artikülatörler (örn. dudaklar, dil, çene) arasındaki bozulma sonucu ortaya çıkan motor konuşma bozukluğudur. Bu bozukluk kas zayıflığından veya felçten kaynaklanmaz. Çocukluk çağı apraksisi olan bir çocuk ne söylemek istediğini bilir, ancak beyni heceleri ve kelimeleri oluşturmak için sesleri üretme ve birleştirmede gereken oral hareketleri koordine etmekte zorlanır.

 

Çocukluk Çağı Apraksisi Genel Belirtileri

Çocukluk çağı konuşma apraksisi her çocukta farklı şekilde görünebilir. Her çocukluk çağı apraksisi tüm belirti ve semptomlarını göstermeyebilir. Aşağıdakiler, çocuğunuzun konuşma apraksisine sahip olabileceği potansiyel göstergelerdir:

  • Bebeklik döneminde babıldamanın çok az olması veya hiç olmaması,
  • Hecelerin ve / veya kelimelerin taklidi çok sınırlı olması,
  • İlk kelimeleri 18 aya kadar gecikmesi

İki yaşındaki bir çocuk:

  • Sözel iletişime sahip değildir
  • Herhangi bir kelime yaklaşımı olmadan konuşma dışı sesler kullanır
  • İletişim kurmak için kelimeler yerine jestleri kullanır
  • İletişim kurarken sinirli olur
  • İfadeler veya cümle anlaşılırlığı neredeyse olmamasına rağmen tek sözcükleri üretebilme
  • Üç yaşından sonra kelimelerden sesleri atma
  • Daha önce üretebildiği bir kelimeyi kendisine söylendiğinde taklit edememe
  • Aile üyeleri genellikle çocuk için çeviri tarzı şeyler yapmak zorunda kalabilirler.

 

Apraksi Nasıl Teşhis Edilir?

Bir işitme uzmanı, olası işitme kaybını dışlamak için kapsamlı bir işitme değerlendirmesi yapmalıdır.

Bir dil ve konuşma terapisti kapsamlı bir dil ve konuşma değerlendirmesi yapacaktır. Bu değerlendirmeler, çocuğunuzun oral – motor becerilerini, konuşma sesi gelişimini ve dil gelişimini inceleyecektir.

Çocukluk çağı konuşma apraksisi ayırıcı bir tanıdır veya bir sonuca varmak için bir dizi semptomun tüm olası nedenleri incelenerek konulan bir tanıdır. Bu nedenle, tam bir apraksi tanısı hemen konulamayabilir. Fonolojik bozukluklar gibi bozuklukları, apraksi tanısından önce göz ardı etmek önemlidir. Bununla birlikte, tanı ile veya tanışız, çocuğunuzun genel iletişim becerilerini geliştirmek için etkili bir tedavi alacağı belirtilmelidir.

 

Çocukluk Çağı Apraksisi’nde Mevcut Olan Tedaviler 

Araştırmalar, sık (haftada 3-5 seans) ve yoğun dil ve konuşma terapisinin daha başarılı sonuçlar verdiğini göstermiştir. Ayrıca, bireysel terapi apraksisi olan çocuklar için grup terapisinden daha başarılıdır. Oral kas hareketlerinin planlanması, sıralanması ve koordinasyonundaki iyileşme, terapinin ana odağıdır. Yüze dokunmak veya ayna kullanmak gibi görsel ve dokunsal ipuçları, çocuğun koordinasyonunu ve üretimini geliştirmeye yardımcı olan duyusal geri bildirim sağlar. Apraksi tedavisi için en önemli şey hem terapide hem de evde yapılacak pratiktir. Apraksinin tedavisi zaman, sabır ve bağlılık gerektirir. Destekleyici bir ortam çok önemlidir, böylece çocuğunuz iletişimsel etkileşimlerinde kendini başarılı hissedebilir.

Çocukluk çağı konuşma apraksisi ile ilgili herhangi bir sorunuz varsa, bir dil ve konuşma terapisti ile iletişime geçin.

 

Motor Öğrenme Prensipleri

Konuşma, yüksek beceri gerektiren bir motor görev oluğu ve çocukluk çağı apraksisi motor hareket bozukluğu olarak tanımlandığı için, motor öğrenme prensipleri çocukluk çağı apraksisi tedavisinde klinisyen tarafından kullanılmaktadır. Bu motor öğrenme prensipleri tekrarlanan motor hareketlerin daha iyi öğrenildiğini ve aşağıdaki belirli tür pratiklerin çok daha etkili olduğunu söylemektedir:

  • Pratik mükemmelleştirir:Motor öğrenmenin en önemli yönü pratiktir. Eğer çocuk doğru hareket dizisini tekrar tekrar pratik yaparsa motor öğrenme gerçekleşir. Çocukluk çağı apraksisi olan çocuklar sık ve yoğun pratik fırsatlarına ihtiyaç duyarlar.
  • Hazırlık faydalıdır:Pratik, en iyi sonuçları çocuk pratiğe başlamadan önce “hazır” ise verir. Bu güveni oluşturma, motivasyon ve konuşma hareketi pratik görevine odaklanmış dikkati içerir.
  • Açıklamalar yardımcı olur:Uygun motor öğrenme en iyi çocuk ondan ne beklendiği ve neden beklendiğini bildiğinde gerçekleşir.
  • Pratikleri nasıl böldüğünüz fark yaratır:Bir seferde tek beceriyi çalışmak çocuğun hızlı öğrenmesini sağlar ancak bu becerileri günlük hayata taşımayı zorlaştırır. Buna karşı aynı anda birden fazla beceri çalışmak o becerilerin öğrenilme süresini uzatır ancak günlük hayatta kullanıma geçmelerini kolaylaştırır.
  • Hız öğrenmeyi etkiler:Motor hareketi yavaşlatmak öğrenmeyi kolaylaştırabilir ancak fazla yavaşlatılmış hareket öğrenmeyi olumsuz etkileyebilir.
  • Geri-dönüt vermek önemlidir:Geri-dönütün türü, zamanı ve miktarı sonucunda çocuğun beceriyi ne kadar çabuk ve iyi öğreneceğini etkilemektedir.

Bu etkenler motor konuşma öğrenimini arttırmak için terapi planına eklendiğinde aktivite ve destekleyicilerin, terapi sıklığının, eğitimsel yöntemlerin, terapilerdeki konuşma üretimi hedefleri sayılarının, seanstaki uygun tekrar sayısının, seans içi ve seanslar arası pratik dağılımının, hedef sesin üretim hızının ve verilecek geri-dönütler hakkındaki seçimlerin yapılmasına yardımcı olabilir.

 

Terapi Teknikleri

Kişiselleştirilmiş terapi planı kişinin güçlü özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre değişim göstermektedir. Buna göre, herhangi bir sayıda terapi tekniği motor öğrenme prensiplerine göre bir araya getirilerek vakaya “doğru” motor konuşma hareketini yaptırmak için kullanılabilir. Bazı geleneksel terapi yaklaşımları motor öğrenme prensiplerine göre yeniden düzenlenerek kullanılmaktadır. Günlük kullanımda aşağıdaki yöntemlerden birçoğu bir araya getirilerek çocukluk çağı apraksisi terapisinde kullanılmaktadır:

  • Çoklu-Duyusal İşaretleme: Bu teknik, çocuğun pratik yapacağı sözcük veya söz grubu içerisinde istenilen hedef konuşma hareketini duyması, görmesi, hissetmesi ve/veya anlaması için birden çok duyusal uyaranın kullanılmasını içermektedir.
  • Tümleşik Uyarım: Bu yaklaşım, iyi tanımlanmış ve yapılandırılmış bir hedef konuşma hiyerarşisi kullanır ve çocuğun klinisyen tarafından modellenen ifadeleri (heceler, sözcükler ve söz grupları) “bak, dinle, yaptığımı yap” yaklaşımıyla taklit etmelerini içerir. Bu yaklaşımda çocuğun işitsel dikkati sözcüğü duymaya, görsel dikkati ise klinisyenin yüzünü görmeye odaklanmıştır. Zaman geçip çocuğun becerisi arttığında, klinisyen çocuğun tekrar zamanlarını çeşitlendirir ve sonunda çocuğun kendi kendine uygulama yapmasını sağlar.
  • İlerleyici Yakınlaştırma: İlerleyici yakınlaştırma ve şekillendirme, çocuğun hâlihazırda uygulayabildiği konuşma hareketlerinden başlayarak yavaş yavaş hareketleri hedef sese yaklaştırma, sonunda ise hedef sese ulaşmayı içeren bir yaklaşımdır.
  • Fonetik Yerleştirme: Bu yöntem çocuğun doğru üretmekte zorlandığı sesleri daha doğru çıkarabilmesi için dil, dudak, diş ve çene pozisyonlarının nasıl olması gerektiği ile ilgili sözlü bilgi vermeyi içeren yaklaşımdır. Yine de konuşma terapisinin ana odağı konuşma hareketlerinin sırası üzerindedir.
  • Dokunsal Basitleştirme: Bu yaklaşım sesletim sırasında çocuğun başı, yüzü, dudakları ve çenesine uygulanan dokunsal uyaranlar ve manipülasyonlarla doğru sesi üretmesine yardım edecek desteği vererek çocuğun daha iyi “hissetmesini” ve zaman içerisinde çocuğun doğru sesi çıkartmak için gerekli hareketi hatırlamasını sağlamayı amaçlamaktadır.
  • Prosodik Basitleştirme: Bu yaklaşım istenilen konuşma hareketi içerisinde zamanlama sağlamak veya ritmik yapı oluşturmak için ritim ve melodileri kullanır.
  • Jestsel İşaretleme: Bu yöntem hedef şekilleri ve artikülatörlerin hareketlerini göstermek için el hareketlerini kullanır.

Çocukluk çağı apraksisi terapisi için bu yaklaşım ve yöntemlerin farklı kombinasyonları bir arada kullanılabilir. Buna ek olarak, çocukluk çağo apraksisi olan çocuklar genellikle beraberinde farklı dil ve konuşma bozuklukları da yaşadıkları için bu yaklaşımlar genel dil ve konuşma terapisi planları ile birlikte uygulanmalıdır. Genel plan içerisinde uygulanacak farklı yaklaşımlara bu yazıda değinilmemiştir.

Özet olarak, iyi bir klinisyen çocukluk çağı apraksisi terapisi hakkında bildiklerini vakanın bireysel ihtiyaçlarına uygun bir terapi planı oluşturmak için kullanabilmelidir. Klinisyen motor öğrenme prensiplerini anlar ve bu bilgiyi çocuğun terapi sürecindeki tedavi kararlarını almakta ve çocuğa motor konuşmayı öğretmek için hangi teknikleri seçeceğine karar vermek için kullanır. Klinisyen terapi için hangi yaklaşımı seçerse seçsin, seçimini bozukluğun doğası ve çocuğun ihtiyaçları ve güçlü yönlerine göre sebeplendirip ebeveynlere anlatabilmelidir.

 

Kaynakça

Bu makale North Shore Pediatric Hospital ve Apraxia Kids kaynaknak alınarak yazılmıştır.