Kekemeliği Olan Okul Çağındaki Çocuklar İçin Ölçülebilir Tedavi Hedeflerini Nasıl Yazabiliriz?

Kekemeliği Olan Okul Çağındaki Çocuklar İçin Ölçülebilir Tedavi Hedeflerini Nasıl Yazabiliriz?

Tedavi hedeflerinin belirlenmesi

Özellikle okullarda çalışan dil ve konuşma terapistleri için klinik uygulamanın temel bir yönüdür. Ne yazık ki, birçok klinisyen kekemeliği olan öğrencileri için uygun, ölçülebilir ve objektif hedeflerin nasıl yazılacağı konusunda birçok belirsizliği dile getirmiştir.

Tedavi hedefleri tedavide ne yapmak istediğimizi yansıtmalıdır. Kekemeliği olan okul çağındaki çocuklar için terapi süreçleri  genellikle konuşma akıcılığı üzerinde çalışmaktan çok daha fazlasını içerir. Bu nedenle, terapi hedefleri gözlemlenebilir konuşma davranışındaki değişikliklerden daha fazlasını da ele almalıdır. Belirsizlik genellikle bu noktada yaşanıyor; Klinisyenler, tedavinin daha gözlemlenebilir yönleri hakkında hedefler yazmakta nispeten rahat olsalar da (örneğin, akıcılığı artırmak için konuşma stratejileri kullanmak gibi), çocukların kekemeliğe veya tedavinin diğer daha az somut yönlerine olumsuz tepkilerini ele almak için hedeflerin nasıl yazılacağı konusunda daha az açık olabilirler.Yine de, tedavinin tüm yönleri için tedavi hedefleri yazmak çok önemlidir:

“Kekemelik terapisinde geniş tabanlı bir bakış açısı benimsemek, terapide ele aldığımız çok çeşitli alanları yansıtan hedefler yazmamız gerektiği anlamına geliyor. Tedavi planımız kapsamlı bir hedefler dizisi içermedikçe, ebeveynler ve öğretmenler terapinin yalnızca akıcılığa odaklanması gerektiği yanılgısına düşebilirler. Ayrıca, çok çeşitli alanlardaki değişiklikleri ölçmedikçe, terapimizin ilgili tüm sonuçlarını belgeleyemeyeceğiz ve müdahalemizin etkinliğini belirleyemeyeceğiz.” (Reardon-Reeves ve Yaruss, 2013, s. 189)

  İstenilen sonuca ulaşmak için terapide ne yaptığımıza odaklanırsak, hedef yazmak daha kolay hale gelir. Terapide arzu ettiğimiz sonuçlardan biri, bir çocuğun akıcılığı artırmak için bir konuşma tekniği öğrenmesine yardımcı olmaksa, o zaman çocuğun bu tekniği kullanmayı öğrenme sürecini yansıtan bir hedef yazabiliriz, Örneğin, bir çocuğa akıcılığı geliştirme stratejisini kullanmasını öğretmek istediğimizi varsayalım, evet bu “kolay başlangıç.” Bu strateji için hedefimiz bu temel ifadeyle başlayabilir:

  Strateji: “Öğrenci konuşma akıcılığını arttırmak için kolay başlangıçları kullanma yeteneğini gösterecektir …”

Hedefimizi geliştirirken, çocuğun bu beceriyi gösterme görevini veya seviyesini belirtmek de yararlıdır. Tipik olarak, Dkt’ler, bir çocuğun bir beceriyi kullanma yeteneği arttıkça, hiyerarşi boyunca becerileri daha kolaydan daha zor durumlara sokar. Hiyerarşide ki adımlar, yıllık bir hedefe doğru yol boyunca elde ettiğimiz “hedefleri” veya “ölçütleri” yansıtır. Oluşturduğumuz örnek hedefle ilgili olarak, aşağıdaki görevler ve ortam ile başlayabiliriz:

  • Görev: “… bir paragraf okurken …”
  • Ortam: ”… terapi odasında …”

Daha sonra çocuk becerilerini geliştirirken farklı sorular ve ortamlar kullanırdık.

Elbette, hedefler ölçülebilir olmalı ve bunları nasıl ölçeceğimizi belirtmeliyiz. Bu nedenle ölçüt düzeyimizi, ölçüm stratejimizi ve zaman çerçevemizi bu temele eklemeliyiz. Kriterler, bir çocuğun hedeflere ulaşma sürecinde ne kadar ilerlediğini yansıtır: başlangıçta, çocuk istenen görevi  az sayıda dönütle gerçekleştirebilir, ancak terapiler ilerledikçe verilen görevi daha sık gerçekleştirebilir. Ölçme stratejisi, gözlemlerimiz veya çocuğun, öğretmenin veya ebeveynlerin raporları aracılığıyla çocuğun ilerlemesini değerlendirme sürecimizi açıklar. Zaman çerçevesi, çocuğun hedefimize ulaştığını göstermesini beklediğimiz zamanı yansıtır.

Oluşturduğumuz örnekte ki amaç için aşağıdaki gibi ifadeler ekleyebiliriz (belirli ifadeler çocuğun terapide bulunduğu yere bağlı olarak değişecektir):

  • Kriter Seviyesiyesi:”… 5 kolay başlangıç kullanarak…
  • Ölçüm Stratejisi: “… klinisyen tarafından gözlemlendiği gibi…
  • Zaman çerçevesi: “… ardışık 3 içinde…’

Son olarak, hedeflerin içinde, bir çocuğun hedefine ulaşmada sahip olacağı destek miktarını da yansıtması yararlıdır. İlk başta, öğrencilerin klinisyenin modeli veya geri bildirimi şeklinde çok fazla desteğe ihtiyaçları olacak, daha sonra terapide öğrencilerden istenen görevleri daha bağımsız olarak yerine getirebilecekler.Tekrardan, bu, öğrencilerin terapide yeni beceriler geliştirirken ve uygularken ilerledikleri hiyerarşinin bir parçasıdır. Örneğin:

  • Destek“ “… klinisyenden gelen istemlerle …”

Hepsini bir araya getirdiğimizde, böyle bir hedefle sonuçlanabiliriz.

  Öğrenci, bir paragraf okurken 5 kolay başlangıç kullanarak konuşma akıcılığını artırmak için kolay başlangıç kullanma becerisini, klinisyenin gözlemiyle ölçülen klinisyenden gelen talimatlarla art arda 3 seans boyunca gösterecektir.

Terapide bulunan daha sonraki bir noktada, aynı stratejiler üzerinde çalışırken bile, görevi, ortamı, ölçütü, ölçüm stratejisini, destek düzeyini farklılaştırmayı seçebiliriz. O zaman hedefimizi şöyle şekillendirebiliriz:

Öğrenci, terapi grubundaki başka bir öğrenciyle konuşurken 10 kolay başlangıç kullanarak konuşma akıcılığını artırmak için kolay başlangıç kullanma yeteneğini, öğrencinin raporuyla ölçülen (ve klinisyen tarafından doğrulanan) bağımsız olarak, işaretleme süresi içinde 5 ayrı oturum için gösterecektir.

  Çeşitli bileşenleri dahil ettiğimiz oturumlarla belirtilen düzenin değişebileceğini unutmayın. Ayrıca, farklı okul bölgelerinin dahil edilmesi gereken bileşenler hakkında farklı gereksinimleri olabilir değişkenlik söz konusudur. Yine de, bu temel ilkeler geçerlidir ve bu şekilde yazılan hedefler birkaç temel kriteri karşılamaktadır:

İyi biçimlenmişlerdir, nesnel ve ölçülebilirdirler, federal ve eyalet düzenlemeleriyle tutarlıdırlar ve terapide ne yaptığımızı tam olarak yansıtırlar.

  Konuşma akıcılığı stratejileri için bu türde hedef yapılarını rahatça kullandığımızda, olumsuz tepkileri azaltma, iletişimi artırma ve kekemeliğin çocuğun yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirme stratejileri de dahil olmak üzere konuşma terapisinin diğer yönleri için aynı hedef türlerinin yazılabileceğini göreceğiz.

Örneğin, kekemeliğe olumsuz tepkileri azaltmaya çalışan bir çocuğumuz varsa bu hedefe ulaşmasına yardımcı olmak için terapide tam olarak ne yaptığımızı düşünmek bununla ilgilidir. Birçok çocuk için, olumsuz tepkileri azaltmak, kekemelik hakkında daha fazla bilgi edinmek, korkuyu azaltmak için kekemelik durumları gibi duyarsızlaştırma egzersizlerini kullanmak ve başkalarını kekemelik konusunda eğitmek gibi stratejileri içerir. Bu faaliyetler için hedeflerimiz aşağıdaki gibidir:

  Öğrenci, seçtiği 5 temel olguyu bağımsız olarak 2 hafta içinde, ebeveyn raporu ile teyit edildiği üzere evde ebeveynlerine öğreterek kekemelik hakkındaki bilgilerini gösterecektir.

  Öğrenci, art arda 2 seans boyunca klinisyen gözlemiyle belgelendiği üzere terapi grubundaki diğer çocuklarla terapi odasında 10 kolay istemli kekemelik davranışını kullanarak daha az fiziksel gerginlikle bu konudaki yeteneğini gösterecektir.

  Öğrenci, öğrencinin raporu (ve arkadaşlarının onayı) ile ölçüldüğü üzere, her hafta 1 yeni arkadaşının desteğiyle, kekemelik hakkında açıkça konuşarak kekemeliğin daha fazla kabul edildiğini gösterecektir.

  Öğrenci, öğrencinin raporuyla ölçüldüğü gibi, sınıfta yüksek sesle okurken 2 kez istemli kekemelik yaparak kekemelik konusunda ki artan kabulünü gösterecektir.Benzer şekilde, işlevsel iletişimi geliştirmeye yönelik hedefler de içerebilir:

  Öğrenci, öğretmenin raporuyla doğrulandığı gibi, her hafta 5 kez sınıftaki soruları yanıtlamak için bağımsız olarak gönüllü olarak konuşmaktan kaçınmadığını gösterecektir.

  Olasılıklar sonsuzdur! Hedeflerin çocuğun terapide ki ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştığımız yolları yansıtabileceğini fark ettiğimizde, çocukların kekemelik yükünün üstesinden gelmelerine yardımcı olduğumuz birçok yolu yansıtan kapsamlı, ölçülebilir ve nesnel hedefler yazmanın çok daha kolay olduğunu görürüz.

Diğer makalelerimize göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Makalenin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.