Çocukların Dayanıklı Olmasına Yardımcı Olacak Beş Alışkanlık
Zorlandığınızda hangi kaynakları işe yarar buluyorsunuz? Pandemi sonrasında, bir dizi federal hibe ile çocukların refahını ve dayanıklılığını desteklemek için kendimi Milwaukee Devlet Okulları’nda buldum. İki dil konuşan bir dördüncü sınıfta, öğrenciler oyuncu, bilinçli öz şefkat alıştırmalarımıza o kadar ilgi gösterdiler ki, ertesi yıl çalışmalarımıza devam etmek için gönüllü olarak geri döndüm. 2025 yılına geldiğimizde işleri daha da derinleştirdik, öğrencilerin işler ters gittiğinde başa çıkmalarına yardımcı olacak beş “dayanıklılık hayvanı” alışkanlığını araştırıyorduk.
Bir Yunus, köpek, tavşan, zürafa ve bir güneş olan dayanıklılık hayvanları 12 çocuğun yardımı ile yazdığım Çocuklar İçin Farkındalık ve Öz Şefkat Çalışma Kitabı'ndan alınmıştır. Ayrıca araştırma temelli Çocuklar ve Bakımverenler için Farkındalık ve Öz Şefkat kursu ve ilgili öğretmen eğitme programlarının bir parçasıdırlar. Çalışma kitapları ve programlar, çocuklara (ve bakıcılara) farkındalık ve öz şefkatin temel becerilerini öğretmek üzere tasarlanmıştır.
Farkındalık; meraklı ve ön yargısız bir şekilde düşüncelerimizle, duygularımızla ve çevremizle birlikte olmamıza davet eder. Öz şefkat ise sıkıntı yaşadığımızda kendimize iyi bir arkadaş gibi yaklaşmak demektir. Çocuklar duygularını fark ettiklerinde ve özenle tepki vermeyi öğrendiklerinde, hayatın zorlukları ile daha kolay başa çıkabilir ve toparlanabilirler.
Bu hayvanların, farkındalık ve öz şefkati öğrenmeyi hem çocuklar hem de bakımverenleri için eğlenceli hale getirdiğine tanık olmak çok zevkli. Dayanıklılık alışkanlıkları, öğretmenler tarafından benimsendiğinde sınıflarda, ebeveynler tarafından benimsendiğinde ise ailelerde kök salmaya başlar. İşte beş dayanıklılık alışkanlıkları ve çocuklarla bunlar üzerinde nasıl çalışabilirsiniz:
Duygularımızı, düşüncelerimizi ve hislerimizi “işaretlemek”
“Stresli olduğumda nasıl hissettiğimi fark etmek için farkındalığı (Benekli) kullanmayı seviyorum.” —Ambika, 12 yaşında
Dayanıklılık farkındalık ile başlar, bu yüzden ilk dayanıklılık alışkanlığı hayvanı Benekli adında bir zürafadır. Zürafanın benekleri bize düşüncelerimiz, duygularımız, bedensel duyularımız ve beş duyumuz dahil olmak üzere kendi içimizde ve çevremizde neler olduğunu “işaretlememiz” için bir hatırlatma yapar. Ayrıca dürtülerimize ve eylemlerimize de dikkat edebiliriz.
Çocukların farkındalıklarını geliştirmelerine yardımcı olmanın bir yolu onlara rol modeli olmaktır. Duygularımızı bilinçli bir şekilde adlandırabilir ve kendi duyularımız aracılığıyla fark ettiklerimize dikkat çekebiliriz. Ayrıca, onlara nasıl hissettiklerini sorarak ve görüp duyabildikleri, hissedebildikleri şeyler konusunda meraklı olmalarına yardımcı olarak çocukların farkındalıklarını destekleyebiliriz.
Örneğin, markette uzun bir sırada bekleyen ebeveyn çocuğuna, “Sabırsız hissettiğimi fark ettim, omuzlarımı geriyorum. Sen nasıl hissediyorsun?” diyebilir. Böylece ikisi gördükleri ve duyduklarını saydıkları “göz casusluğu” oyunu oyanayabilirler.
Düşüncelerimizi, duygularımızı ve beş duyumuzu "işaretlemek", zor zamanlar yaşadığımızda anda kalmamıza ve dengede kalmamıza yardımcı olabilir. Farkındalık üzerine yapılan araştırmalar, bunun aynı zamanda sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek için de itici bir güç olabileceğini gösteriyor.
İnsanlığa ait olmak
“Stresli olduğumda Dostcan’ı kullanıyorum. Yalnız olmadığımı ve çoğu insanın başından da aynı şeylerin geçtiğini hatırlıyorum.” —Kamille, 11 yaşında
İkinci dayanıklılık alışkanlığı, zorlu anların insan olma deneyiminin bir parçası olduğunu hatırlamaktır. Öz şefkat alanında, bu alışkanlık “ortak insanlık” olarak anılır. Ortak insanlığı uyguladığımızda bazen zorlanmanın ve sendelemenin doğal olduğunu hatırlarız, paylaşılan insanlığa bağlı hissederiz.
Ortak insanlık dayanıklılığımızı yıpratan bir alışkanlık olan kendimize zorluk çekmememiz gerektiğini söyleme ile tezat oluşturur. Kendimizi yargılamak bizi daha kötü hissettirirken, zorlukların evrenselliğini hatırlamak başa çıkma yeteneğimizi artırır.
Dostcan adlı köpek, bize tamamen insan olmanın ve hissettiklerimizin sorun olmadığını hatırlatan dayanıklı bir hayvandır. Tıpkı bir köpeğin "insanın en iyi dostu" olması gibi, Dostcan da yalnız olmadığımızı hatırlamamıza yardımcı olabilir. Çocuklar ve Bakıcılar için Farkındalık ve Öz Şefkat programı üzerine henüz yayınlanmamış bir çalışmada, birçok çocuk zorluk çektiklerinde kendilerini rahatlatmak için "Dostcan alışkanlığını" kullandıklarını belirtiyor. Ebeveynler çocuklarına kendi zorluklarını paylaşarak ve günlük hayatın mücadeleci deneyimlerini vurgulayarak ait olma duygusunu aşılayabilirler.
Kendine nazik davranmak—hoşgörülü ve güçlü
“Pofidik alışkanlığına sahip olduğumu düşünüyorum. Bir şey yolunda gitmediğinde ‘Tamam, iyi olacağım.’ diye düşünmeye başlıyorum.” —Denny, 10 yaşında
Kendine nazik olmak bir süper güçtür ve belki de bu yüzden tavşan Pofidik sık sık pelerin giyer. Nezaket, işler ters gittiğinde bizi rahatlatıp şefkatli olabilir, ve nezaket super Pofidik şeklini de alabilir, hayallerimize ulaşmamış ve zorlukların üstesinden gelmemiz için bizi cesaretlendirir.
Kendine nazik davranmak, araştırmacı Kristin Neff'in tanımladığı gibi öz şefkatin üçüncü bileşenidir. Zorluklarla başa çıkarken kendimizi bir nezaket battaniyesine sarmak, dayanıklılığımızı ve olumlu başa çıkma becerilerimizi artırır.
Neyse ki, öz şefkat eğitilebilir bir beceridir. Basit bir öz şefkat uygulaması, zorluk anında kendimize aynı mücadeleyi veren yakın bir arkadaşa nasıl tepki vereceğimizi sormaktır. Daha sonra bu nezaketi kendimize yöneltebiliriz.
Çocukların öz şefkatini geliştirmeye yardımcı olan onlara içselleştirebilecekleri şefkatli bir sesle konuşmak gibi bir çok strateji bulunur. Yetişkinler, gençler ve çocuklar için de Farkındalıklı Öz-Şefkat programları mevcuttur.
Nazik eylemlerde bulunmak
“Çizgicik alışkanlığını kullanmayı seviyorum, koşuya çıkıyorum veya günlük tutuyorum.” —Maya, 14 yaşında
Öz şefkat nazik eylemler şeklini de alabilir. İşler ters gittiğinde, Yunus Çizgicik bize kendi iyi olma halimizi desteklemek için ne yapabileceğimizi sorar. Bu bazen sorunlarımıza yönelip onları aktif olarak çözmeye çalışmayı içerir. Diğer zamanlarda ise, nazik davranışlar dikkatimizi sorunlarımızdan uzaklaştırıp güzel bir kitaba, doğaya veya bir arkadaşla vakit geçirmeye odaklanmayı içerebilir.
Yardımcı eylemler farklı insanlar için farklı görünecektir. İşte çalışma kitabımı yaratmama yardımcı olan çocukların bazı favorileri: Khalil stresli hissettiğinde dinlenmeyi veya vücudunu hareket ettirmeyi seviyor. Sofia bitkileri ile ilgilendiğinde huzur buluyor. Matteo sanatla uğraşırken veya oyun oynarken kendisini iyi hissediyor, Anjali kendisini müzikle sakinleştiriyor. Çocukları zihinlerine, bedenlerine ve kalplerine iyi gelen aktivitelerin bir listesini yapmaya davet edebilirsiniz, zorlandıklarında listelerine tekrar bakabilirler.
Bir eylemin nazik olup olmadığını belirlemenin en önemli yolu, hem şimdi hem de ileride bize fayda sağlayıp sağlamayacağını kendimize sormaktır. Çoğu zaman seçim, rahatsızlık duyup duymamak değil, acının geçmesini beklerken ne yapacağımızdır.
İyi olanı hissetmek
“Üzgün olduğumda Güneş alışkanlığını seviyorum. Farklı bir şey hakkında düşünüyorum ve beni mutlu eden müzikleri çalıyorum. Güneş güzel şeyler hakkında düşünüyor.”—Nayeliz, age 10
İşler ters gittiğinde, bazen acının yanında şefkatle olmamız gerekir. Ama zamanla, iyi şeyleri de fark etmek isteriz.
When I work with kids in schools on cloudy days, I sometimes invite them to look out the window and ask them, “Is there sun?” I receive a chorus of mixed responses, and then I remind them that the sun is there; it’s just hidden behind the clouds. There are always good things happening, even when life gets hard, which is why our last resilience habit is called Sunny the sun.
Bulutlu günlerde okulda çocuklarla çalıştığımda bazen camdan dışarı bakmaya davet ediyorum ve “Güneş var mı?” diye soruyorum. Karışık tepkiler alıyorum ve sonra onlara güneşin orada olduğunu, sadece bulutların arkasında saklı olduğunu hatırlatıyorum. Hayat zorlaştığında bile her zaman güzel şeyler oluyor, bu yüzden son dayanıklılık alışkanlığımıza Güneş adını verdik.
Beynimiz doğal olarak olumsuzluk eğilimine sahiptir, bu yüzden zihnimizin iyi gelen şeyi benimsemesine yardımcı olmak için bilinçli olmalıyız. Gün boyunca keyifli bir an yaşadığımızda durup, dikkatimizi duyularımıza verirken birkaç derin nefes alabiliriz. Bu, iyi şeylerin zihnimizde daha belirgin olmasına yardımcı olabilir. Ayrıca her gün birkaç iyi şeyi bilinçli olarak hatırlayabiliriz.
Ne yardımcı olabilir?
Beş dayanıklı hayvandan hangisi size en uygun? Zürafa Benekli gibi durumu gözlemlemeyi mi seviyorsunuz, yoksa köpek Dostcan gibi yalnız olmadığınızı mı hatırlatıyorsunuz? Tavşan Pofidik gibi nezaket sizin süper gücünüz mü, yoksa yunus Çizgicik gibi harekete mi geçiyorsunuz? Ya da belki de Güneş gibi iyiliği mi arıyorsunuz?
Beş dirençli hayvan alışkanlığı, zorluklarla başa çıkmak için sağlam bir araç seti oluşturur ve bu becerileri geliştirmek konusunda bilinçli olabiliriz. Alışkanlıkları öğrenmenin püf noktası, işler ters gittiğinde erişebilir olmaları için her şey yolundayken onları geliştirmektir. Altıncı bir alışkanlık ekleyecek olsaydım, zor anlarımızda neye ihtiyacımız olduğunu kendimize sormayı hatırlardım.
Çocuklar İçin Farkındalık ve Öz Şefkat Çalışma Kitabı'nın 2. cildindeki bu çizgi roman, işler ters gittiğinde kendimize neye ihtiyacımız olduğunu sormanın gücünü vurguluyor:
Stresli olduğumda bazen telefonumu alıp kaydırma isteği duyuyorum. Ama sonra dayanıklılık hayvanlarını hatırlıyorum ve kendime soruyorum: Aslında ne yardımcı olabilir? Mücadele anlarında, Dayanıklılık Hayvan Testi'ndeki beş seçeneğe başvurabiliriz. Benekli gibi bilinçli farkındalığa mı ihtiyacımız var? Yoksa Dostcan tarzı bir bağlantı duygusuna mı? Belki de Pofidik gibi nezakete veya Çizgicik gibi faydalı eylemlerde bulunmaya ihtiyacımız var. Ya da belki de Güneş'in bize iyi şeylerin de olduğunu hatırlatmasına ihtiyacımız var. Dayanıklılık hayvanı alışkanlıklarının bir, iki veya bir koleksiyonu o anda yardımcı olabilir. Önemli olan, mücadele anlarımızda durup kendimize gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu sormaktır.
Yazan: Jamie Lynn Tatera
Çeviren: Meryem Buse Apladı