Dil Desteği Mi Yoksa Konuşma Terapisi Mi?

Dil Desteği Mi Yoksa Konuşma Terapisi Mi?

Ebeveynlerin çocuklarının dil gelişimi hakkında endişeleri varsa sakince ama dikkatlice nasıl devam edeceklerini düşünmelidirler. Her şeyden önce çocuk doktoru veya uzman ile konsültasyon yapılmalıdır. Çünkü çocuktaki problem genellikle bir konsültasyon veya öneri ile düzeltilebilir. Aslında, dil gelişimi bir çocuk için çokça değişkenlik gösterir. Kimisi için daha erken veya daha hızlı kimisi içinse daha sonra veya daha zahmetlidir. Ebeveynler tarafından konsültasyon sonrasındaki süreçte nasıl bir yol ilerleneceği genellikle sorulur. Çünkü dil gelişimini güçlendirmenin farklı yolları vardır; dil desteği ve konuşma terapisi arasında bir ayrım yapılır.

Dil Desteği ve Terapi Arasındaki Farklar

Dil desteği genel olarak çocukların dil gelişimlerini geliştirmeyi ve özellikle dil güçlüğü çeken çocukları desteklemeyi amaçlamaktadır. Küçük gruplarda dilbilgisi, kelime bilgisi veya anlatı beceri alanları teşvik edilmeli ve güçlendirilmelidir. Özellikle konuşma terapisinde olduğu gibi konuşma bozukluğu değil, dil becerilerinin geliştirilmesi ile ilgilidir.

Temel konuşma alanları önemli ölçüde gecikirse ve hatta bozulursa, konuşma terapisi gereklidir. Dil desteği burada yeterli değildir. Sorunlar genellikle semptom üzerinde özellikle bireysel tedavi şeklinde çalışılır. Bunlar, diğer şeylerin yanı sıra, telaffuz bozuklukları, dilbilgisi ve cümle yapısı bozuklukları, kelime veya dil anlama, konuşma akışı bozuklukları vb. olabilir. Ayrıca günlük hayatta öğrenilenleri uygulamak için düzenli ve yoğun ebeveyn çalışmaları yapılmaktadır.

Konuşmayla ilgili problem yaşayan çocuklarda uygun önlemlerin (dil öğrenim desteği veya terapi) başlatılabilmesi ve konuşma gelişim bozukluğunun olup olmadığını belirlemek için dil tanısı ile mümkün olduğunca erken muayene edilmelidir.

Dil Desteği Ne Zaman Gereklidir?

Ailelerin karşılaştığı zorlu sosyal ve ekonomik yükler, çocukların dil gelişimini zorlaştırabilir. Bazen ebeveynler kişisel sorunlarına o kadar odaklanırlar ki çocuklarıyla konuşmak için zamanları ve dikkatleri olmaz. Dil “karma” ise, yani bakıcı bazen bir dil, bazen başka bir dil konuşuyorsa çocukların ana dillerine ek olarak ikinci bir dil öğrenmeleri daha zordur. Bu durum çocuğun geç konuşmasına sebep olabilir. Bu yüzden geç konuşmanın arkasında her zaman dil konuşma bozukluğu vardır denemez.

Doğrudan konuşma bozukluğu olmadan bir çocuğun konuşma gelişiminin fark edilebilmesinin birçok yolu vardır. Genellikle “dil gelişiminde zayıflık” sahibi çocuklara özel destek vermek gerekir. Odak noktası konuşma bozukluğundan çok genellikle konuşma melodisi, dilbilgisi veya kelime dağarcığı alanlarında mevcut becerilerin güçlendirilmesi ve daha da geliştirilmesidir. Örneğin, anaokulundaki eğlenceli dil desteği programları aracılığıyla yapılabilir.

Almanya’daki Yaklaşım

Ebeveynlerin bir konuşma terapisti tarafından konsültasyonu bazen çocuklarının günlük yaşamda dil gelişimini nasıl teşvik edebileceklerini göstermek için yararlıdır. Ayrıca, bölgeye bağlı olarak konuşma terapistlerinin gençlik ve sağlık otoriteleri veya “ebeveyn okulları” adına yürüttüğü ebeveyn eğitimi için teklifler vardır. Özellikle, “geç konuşanların” ebeveynleri, yani 50 kelime bilmeyen ve kelimeleri birleştirmeyen 2 yaşındaki çocuklar için “Heidelberg Ebeveyn Eğitimi” uygundur.

Konuşma Terapisi Ne Zaman Gereklidir?

Öte yandan konuşma bozukluğu olan çocukların konuşma terapisine ihtiyacı vardır. Genel dil desteği onlara yardımcı olamaz. Kural olarak, terapi bireysel bir tedavi olarak gerçekleştirilir. Ancak bazen grup çalışması ile diğer çocuklar ile de yapılabilmektedir. Tedavi eğlencelidir ve semptomlara, çocuğun yaşına ve gelişim aşamasına göre uyarlanmıştır. Aynı zamanda, çocuklarda en sık görülen konuşma bozuklukları telaffuz bozukluklarıdır.

Burada da eklemlenme bozuklukları ( ilişkilendirerek öğrenilmenin iyileştirilmesi) büyük bir pay oluşturur. Bu tür çocuklar sesleri doğru oluşturamaz veya kelimeleri de doğru kullanamazlar. Ses oluşumuna ek olarak, cümle yapısı, kelime dağarcığı ve /veya konuşma /anlama gibi diğer dil becerileri de bozulursa, dil gelişim bozukluklarından bahsedilebilir. Bir çocuk akıcı konuşamazsa, konuşurken tıkanıklık varsa veya kelimelerin bazı kısımlarını tekrarlarsa konuşma akışı bozukluğu olabilir.

Uzmanlar kekemelik (tıkanıklıklar, genellikle konuşma kaygısı ve büyüyen kaçınma davranışı ile ilişkili gergin tekrarlar) ve gürleme (genellikle çok hızlı ve / veya belirsiz konuşma ile ilişkili tekrarlar ve kişinin kendi konuşmasına çok az dikkat) arasında ayrım yaparlar. Daha geniş anlamda, fiziksel engellerle bağlantılı olarak ortaya çıkan ses bozuklukları (kronik ses kısıklığı ve burun sesi) ve konuşma hareketi bozuklukları da çocuğun konuşma bozuklukları arasında sayılır. Konuşma gelişimi daha kapsamlı bir gelişim bozukluğunun bir parçasıysa, ek olarak veya önceden ergoterapi tedavisi de gerekebilir.

Engelli çocuklarda konuşma terapisi genellikle erken müdahalenin bir parçasıdır ve destek veya tedavi planının bir parçası olarak tedavi ekibinde bir bütün olarak koordine edilir.

Dil Desteği Konuşma Terapisinin Yerini Alamaz !

Dil güçlüğü çeken birçok çocuk için büyük bir fırsat teşkil eden okul öncesi dil desteği programları, dil gelişim bozukluğu olan çocuklar için bir destek tuzağına dönüşebilir. Çünkü dil sorunu olan tüm çocuklar için tasarlanmış destek önlemlerine katılarak gerçek bir dil gelişim bozukluğunun üstesinden gelinemez. Üç yaşından sonra konuşma bozukluğu olan çocuklarda genel bir dil desteği ile gelişim etkisi sağlanamayacağı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, konuşma terapisine ihtiyaç duyan çocuklar tekrar tekrar genel bir dil desteği önlemine de gönderilir. Bunun bir nedeni, ebeveynler tarafından dilsel uyarılma eksikliği gibi sosyal faktörlerin, pedagojik yollarla karşı konulduğuna inanılan dil gelişim bozukluklarının gelişmesinin nedeni olduğu yaygın bir efsanedir. Bununla birlikte, genetik yatkınlığın bir dil gelişim bozukluğu için belirleyici faktör olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Diğer bir neden, çok dilli büyüyen çocuklarda dilsel anormalliklerin birkaç dilin aynı anda öğrenilir olması nedeniyle “doğal” olduğu yanılgısıdır. Öte yandan, bilimsel çalışmalar dil gelişim bozukluğu riskinin iki dilli çocuklarda sadece bir dil konuşan çocuklara göre daha düşük olduğunu göstermektedir.

KAYNAK:

Bu makale DİLGEM stajyeri ve Almanya Potsdam Üniversitesi 3.sınıf öğrencisi Buket Temel tarafından yazılmıştır. Bu makalede faydalanılan kaynağa buradan ulaşabilirsiniz.